🌦️ Kalp Zarı Sıvı Birikmesi Bitkisel Tedavisi

“Çoğu grip vakasında olduğu gibi kalp gribinde de destekleyici tedavi şart” diyen Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut “Özellikle kalp zarından sıvı salınımı mevcutsa iltihap baskılayıcı ilaç tedavisi uygulanıyor. İnfluenza gibi bazı virüs tiplerinde spesifik ilaç tedavisi mevcut. AkciğerZarı Efüzyonu (Plevral Efüzyon) Bu iki durumda da akciğerlerde sıvı birikmesi meydana gelir ancak hem sebepleri hem sonuçları hem de tedavisi farklıdır. Akciğer Ödemi (Pulmoner Edema) Akciğerlerde büyük miktarda sıvı bulunması durumudur. Bunun birincil nedeni kalp hastalıkları ve yüksek tansiyondur. Özet. Tüm Temel Faydalar / Etkiler / Gerçekler ve Bilgi. Astragalus Membranaceus ( Geven ), geleneksel Çin tıbbında önemli bir bitkidir. Angelicae Sinensis ile eşleştirilmiş olan Astragalus Membranaceus ( Geven ) olan Dang-gui buxue tang dahil olmak üzere çok çeşitli bitkisel harmanlar ve ‘doğal’ ilaçlarda kullanılmıştır. Konjestifkalp yetmezliği. Kalp krizi veya diğer kalp hastalıkları. Kalp kapaçıklarının zarar görmesi. Yüksek tansiyon. Zatürre. Böbrek yetmezliği. Şiddetli enfeksiyonun nedenli akciğerin zarar görmesi. Kanın şiddetli sepsisi veya enfeksiyon kaynaklı kan zehirlenmesi. Pankreatit ( pankreas iltihabı) Akciğerödeminin Nedenleri: 1. Kalbe bağlı akciğer ödemi : * Koroner arter hastalığı; Kalbimize kan sağlayan atardamarlar aterosklerozdan (damar sertliği) dolayı daralır. Daralan damarın tıkanması sonucu kalp krizi oluşur. Böylece bu damar tarafından beslenen kalp kası hasar görür. Hasarın miktarına göre kalp, kasılma - Bitkisel sıvı yağ 3 tatlı kaşığı (15 gr.) zeytinyağı ve diğer bitkisel sıvı yağlar (soya, mısırözü, ayçiçek, fındık) - 5 adet zeytin veya 8-10 adet fındık veya 2 tam ceviz içi - Tahıl grubu yiyecekler 4-5 porsiyon (çorba, pilav, makarna veya börek) - Sebze grubu yiyecekler 3-4 porsiyon - Meyve grubu yiyecekler 4-5 Diğer kalp ağrısı nedenleri arasında perikardit (kalp zarı iltihabı), mitral kapak prolapsusu, aort kapağı darlığı, aort yetersizliği veya aort disseksiyonu (ana damarın yırtılması) gibi kalp rahatsızlıkları başta olmak üzere akciğer hastalıkları da kalp ağrısı olarak bulgu göstermektedir. Göğüstekidelinme yoluyla, sıvıyı alıcıya akıtarak drenaj tesis edilir. Plevral boşluğun delinmesi ve drenajı. Plevral boşlukta sıvı birikiminin nedenleri ileri tedaviyi belirler. En yaygın olarak reçete edilen ilaç grupları, örneğin: antibiyotikler; antihistaminler ve glukokortikosteroidler; kardiyak glikozitler; Enfeksiyonunkarın boşluğunda sıvı birikmesi gibi spontan peritonit ya da ikincil peritonit gibi diğer tıbbi şartlara bağlı peritonit gibi durumlarda doktorunuz teşhis için aşağıdaki seçeneklere başvurabiliyor: Periton sıvı analizi: Özel ince bir iğne kullanılarak periton zarından sıvı örneği alınıyor. Ödem bazı allerjik durumlarda kalp ve damar hastalıklarında, böbrek rahatsızlıklarında ve beyin travmalarında önemli sonuçlar doğurabilir. Vücutta fazla su toplanmasıdır, deri altı ile kaslardaki doku aralıklarında, kalp, karın iç zarı ve akciğerde serbest sıvı toplanması sonucunda ödem oluşur. KALP ZARINDA SIVI BİRİKMESİ. P ERİKARD (kalp zarı) boşluğu içinde sıvı toplanmasına " hidroperikardium " denilir. Genellikle yaygın ödem ve organizmanın diğer seröz boşluklarında sıvı birikmesiyle seyreden kalp yetmezliği, karaciğer sirozu ve böbrek hastalıklarında görülür. Toplanan sıvı, burada normalde bulunan Sağkalp yetersizliği ve kalp zarı kalınlaşması (konstriktif perikardit) olan hastalarda da bacaklarda ödem ve karın boşluğunda sıvı birikimi görülür. Pankreasın akut ve kronik hastalıklarında, tiroid hormonu eksikliğinde (hipotiroidi), karın boşluğu enfeksiyonlarında (periton tüberkülozu vb.) ve karın boşluğuna gO8T3T. Sık görülen grip türlerinde kalp tutulumu az gözlenirken, Coxsackie gibi daha nadir görülen virüs tipleri ise kalbe yerleşebiliyor. Grip virüsünün tipine göre kalp tutulumu değişkenlik gösteriyor. Kalpte tutulan temel bölge kalp zarı olurken, daha az sıklıkta kalp kasları da grip virüsünden etkileniyor. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut kalp gribinin en sık 20-50 yaş arasındaki erkeklerde ortaya çıktığını belirterek sözlerine şöyle devam ediyor "Bunun nedeni, kalp damar hastalıklarının erkeklerde daha sık gelişmesi ve erkek kalbinin bu hastalıklara karşı daha duyarlı olması. Ayrıca erkeklerin daha çok iş hayatı içinde yer almaları, daha çok seyahat etmeleri ve kalabalık ortamlarda daha sık bulunmaları da kalp gribine yakalanmada diğer risk faktörlerini oluşturuyor. Kalp gribi özellikle gençlerde görülen kalp yetersizliğinin önemli sebeplerinden biri olduğu için tekrarlayan ataklar bu tabloyu kötüleştiriyor. Vücut direnci düşük, romatizmal ya da kanser hastalığı gelişen kişilerde de grip virüsünün kalbi etkileme riski yükseliyor" GRİP SONRASINDA GELİŞEN BU BELİRTİLERE DİKKAT Kalp gribinde boğaz ağrısı, halsizlik ve kırıklık gibi genel grip belirtileri zamanla yerini batıcı özelliğe sahip göğüs ağrısı, çarpıntı ile nefes darlığına bırakıyor. Kalp gribine bağlı göğüs ağrılarında ağrının şiddeti genellikle soluk alma ve sırt üstü yatmada artış gösteriyor. Kalbe bağlı bu belirtiler sıklıkla boğaz şikayetlerinden sonraki 10 gün içerisinde ortaya çıkıyor. Boğaz şikayetleri hafif atlatılsa bile kalp tutulumu gelişebiliyor. Grip genellikle kalp zarına yerleşiyor ve zardan sıvı üretimini arttırarak kalp çevresinde sıvı birikmesine yol açıyor. Kalp kasına yayılan grip durumlarında şiddetli nefes darlığı, tansiyon düşüklüğü ve akciğerde sıvı toplanması gibi sorunlar gelişiyor. Daha nadir durumlarda kalp kası da olaya katılıyor ve kalp yetersizliği oluşabiliyor. Erişkinlerde gözlenen kalp büyümesi ve kalp yetersizliğinin sebeplerinden biri de tekrarlayan ve kalbi tutan grip hastalığı oluyor. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut kalbi tutan gripte belirtiler normal grip hastalığı gibi genel yakınmalarla seyrettiği için şüpheci yaklaşımla tanının daha rahat konulabildiğini belirtiyor. Kalp muayenesi EKG elektrokardiyografi, Eko ekokardiyografi, kan ve akciğer tetkikleri ile kesin teşhis sağlanabiliyor. "KALP GRİBİ" TEKRARLAR MI? Doç. Dr. Ahmet Karabulut kalp gribinin tekrarlayabileceğine işaret ediyor. Grip sonrasında kalp tutulumu gelişen kişilerin bu duruma tekrar yakalanma riskleri daha yüksek oluyor. Öyle ki bu kişilerin yaklaşık yüzde 15-30'unda hastalık yeniden ortaya çıkıyor. Doç. Dr. Ahmet Karabulut tekrarlayan kalp gribi ataklarının kalp zarında kalınlaşma ve kalp kasında incelmeye yol açıp zamanla kalp yetersizliği gelişimine zemin hazırlayabildiği uyarısında bulanarak şu bilgileri veriyor "Grip aşısının kalp gribini önlemedeki rolü henüz belli değil. Kalbi tutan nadir virüs çeşitlerinin çoğu standart grip aşılarında mevcut olmuyor. Bu nadir virüsler için aşı geliştirme çalışmaları günümüzde devam ediyor. Bu nedenle kalp gribi ataklarının önüne geçmek için gribe yakalanmayı önleyici tedbirlerin alınması çok önemli. Gripli hastalarla doğrudan temastan kaçınılması, tokalaşma, sarılma ve öpüşme gibi grip virüsünün geçişini kolaylaştıracak davranışların yapılmaması, ayrıca çok kalabalık yerlerde maske kullanımı gibi önlemler gribe yakalanma riskini azaltıyor. Ek olarak vücut direncini arttıran, vücudun vitamin ihtiyacını karşılayan sağlıklı beslenme tarzı da gribe karşı direnç sağlıyor" DESTEK TEDAVİ ÇOK ÖNEMLİ "Çoğu grip vakasında olduğu gibi kalp gribinde de destekleyici tedavi şart" diyen Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut "Özellikle kalp zarından sıvı salınımı mevcutsa iltihap baskılayıcı ilaç tedavisi uygulanıyor. İnfluenza gibi bazı virüs tiplerinde spesifik ilaç tedavisi mevcut. Kalp kasına yayılım varsa ritim düzenleyici ve kan sulandırıcı ilaçlar verilebiliyor. Kalp yetersizliği gelişen nadir durumlarda hastalar yoğun bakımda tedavi ediliyor. Ancak temel tedavi yine de istirahat ve vücudun direncini arttıracak olan besinleri düzenli tüketmek oluyor" Grip virüsü inatçı ateşle karşımızda Grip savar "kelle paça" Eksüdalı Kalp Dış Zarı İltihabı – Kalp Damar Hayat… Eksüdalı Kalp Dış Zarı İltihabı – Kalp Damar Kalp Hastalıkları – Damar Hastalıkları – Kalp Sağlığı – Kalp Hastalığı Nelerdir? – Eksğdalı Kalp Hastalığından nasıl kurtulurum? Eksüdalı kalp, dış zarı iltihabı Eksüdalı kalp dış zarı iltihabı,bahsettiğimiz dış kalp zarı iltihaplarının en önemliside eksüdalı kalp dir, belirtiler iltihaplı katmanlar arasındaki küçük damarlardan kan plazmasına benzer bir sıvının eksüda sızarak kalp kalp dışı zarı boşluğunda birikmesi sonucunda ortaya cıkar. Kalp Üzerindeki Etkileri İlk olarak kalp fizyolojisinin bir Özelliğinden söz etmek gerekir. Kalbin hacmi kasılma evresinde küçülür, gevşeme ve yeniden dolma evresinde ise büyür. Kalbin işlevini düzenli yapabilmesi için zorunlu olan bu hacim değişiklikleri kalp dış zarının esnekliği sayesinde gerçekleşir. Kalp dış zarı katmanları arasında sıvı birikmesi durumunda bütün bu süreç etkilenir. Gerilen katmanların esnekliği önemli ölçüde azalır. Böylece kalp esneyemez ve katı duvarlarla çevrilir. Kalbin gevşeme evresinde genişlemesi engellenir ve karıncıkların kulakçıklardan gelen kanla dolması sınırlanır. Kalp bu koşullarda hacmi değişmek-sizin kasılıp gevşer. Bu durumun en önemli sonucu her gevşemede kalbe giren kanın azalması, doğal olarak her kasılmada da kalpten çıkan kan miktarının aynı oranda azalmasıdır. Öte yandan vücut dokuları sınırlı miktarda kan gelmesine uyum sağlayamaz. Dokulara daha çcfe. kaça giteMai için Vslp utun “razı mUa. İşte kalp dış zarı iltihabının belirtisi olan kalp atım hızı artışı taşikardi böyle oluşur. Kasılma sırasında vücuda pompalanan kan miktarının azalmasıyla birlikte büyük tansiyonun da düştüğü görülür. Hastalığın kalp dolaşım sistemindeki bir başka sonucu da toplardamarlar basıncının normalin çok altında olmasıdır; kalbin itici gücü karim atardamarlar boyunca ilerlemesi ve kılcal damar engelini aşması sırasında tükenir. Kılcal damar düzeyinde kan ile dokular arasında değişim gerçekleşir, burada damar boşluğu çok küçük, dolayısıyla direnç çok yüksektir. Kanın toplardamarlarda ilerlemesi için gerekli olan itici güç de çok sınırlıdır. Kan kalbe yaklaştıkça itici güç daha da azalarak, toplardamar sisteminin kalbe varış noktası olan sağ kulakçıkta basınç sıfıra yakın bir düzeye ve nefes alma sırasında sıfırın altına düşer. Bu olay çok önemlidir; çünkü kulakçık basıncının sıfırın altına düşmesi, toplardamarda bir çeşit girdap oluşturarak kanın kalbe girişini hızlandırır. Kulakçıklardaki kan basıncı kalp dış zarına kan dolması sırasında değişir. Bu değişim kas kitlesi az olan kulakçık duvarlarını dışardan baskıya uğratır. Böylece kulakçık basıncı artar. Kan kulakçığa dolabilmek için bu engeli aşmak zorlaşır ve itme gücünü artırması gerekir. Bu gücün toplardamar sistemi dışından sağlanması olanaksızdır, damar sistemi içinde itici güç yaratmak için çevrel toplardamarların yeterince gelişmiş olan kas katmam kasılarak duvar gerginliğini artırır ve kanı daha büyük bir güçle kalbe doğru iter. Böylece toplardamar basıncı yükselir, ama kanın dolaşım hızı, toplardamar sistemi kulakçığın yüksek basıncını aşmcaya değin değişmez. Kanın dolaşım hızının azalması, çevrel toplardamarlarda belirgin bir kan göllenmesine yol açar; bunun sonucunda bacaklarda ödem şişlik, karın boşluğunda sıvı birikimi assit ve kalp yetmezliği tablosu ortaya çıkar Bu acil tablonun en çok etkilediği organ karaciğerdir. Karaciğerdeki kan dolaşımı, çeşitli özellikleriyle öbür or-ganlannkinden farklıdır. En önemlisi vücudun öbür bütün organlarına atardamar kanı girip toplardamar kam çıkarken, karaciğere karaciğer atardamarı ile gelen atardamar kanından daha çok kapı toplardamarı ile toplardamar kanı gelir. Karaciğerden çıkan kanın ilerlemesinde, olağan koşullarda toplardamar kanının ilerlemesini sağlayan kalbin itici gücünün önemi çok azdır, oysa daha önce sözü edilen kalbin girdap etkisi bu açıdan belirleyici önem taşır. Kalp dış zan iltihabı hastalarında, sağ kulakçıkta oluşan yüksek basınç nedeniyle bu etkinin azalmış olması karaciğerde kan gÖUenmesi-ne yol açar. Eksüdalı kalp dış zan iltihabının en Önemli belirtilerinden biri olan büyümüş, ağnlı, kanla dolu ve göllenen kanın birikmesiyle gerilmiş bir karaciğer bu süreç sonucunda ortaya çıkar. Belirtileri Akut kalp dış zan iltihabının kuru evresinin ardından hızla eksüdalı evre gelir. Bu aşamada kalp dış zarının iki yaprak arasında sıvı birikir, bu sıvının hacmi birkaç santimetre küpten iki litreye kadar değişebilir. Sıvı birikimi hızlı geliştiğinde, hastalık belirtileri gürültülü bir biçimde ortaya çıkar; sıvı miktarı çok fazla olmasa da hasta çok acı çeker Yüzü acı çeken, morarmış ya da soluk bir görünüm alır; soğuk soğuk terler, gözleri dışarı fırla-Terbiyeden-Yoksunum-mıştır, belirgin ve sıkıntılı nefes darlığı dispne ortaya çıkar. Hasta bu nedenle her zaman öne eğilerek oturur, nabız hafiflemiştir, bazen duyulamaz; kalp bölgelinde şiddetli ağrılar vardır, bayılma eğilimi görülür. İltihap etkenine verem, romatizma vb bağlı olarak ateşin şiddeti ve süresi değişir. Kalbin boşalmasının engellenmesi sonucunda biriken kan nedeniyle boyun toplardamarlarında hastalığa özgü bir dolgunluk görülür. Yavaş gelişen sıvı birikimi olgularında, kalp dış zarının yapısı iltihaplanmalar sonucunda yavaş yavaş değişir; sıvı basıncının aylara yayılabilen bir süre boyunca giderek artması zarın yapısını aşamalı olarak değiştirir. Kalp dış zarının aşamalı olarak genişlemesi nedeniyle, akut ve gürültülü belirtilere neden olmadan büyük oranlarda iki litreye kadar sıvı birikebilir. Hastalığın başlangıcında ağrı ve nefes darlığı gibi belirtiler çok hafiftir; dikkat çekmeye başladıklarında kalp dış zarında biriken sıvı zaten büyük oranlara ulaşmıştır İncelemeler Kalp dış zan iltihabı tanısı göğüs filmi ve ekokardiyografi ile konur. Göğüs filmi ancak belli miktarda sıvı biriktikten sonra hastalığın belirlenmesine yardımcı olur; kuru kalp dış zarı iltihabı olgularında bu yöntemle sonuç alınamaz. Ekokardiyografi ise en kesin ve güvenilir yöntemdir; az miktarda bile olsa, kalp dış zan sıvısının miktarının ve kalp hareketleri üzerindeki olası etkisinin değerlendirilmesini sağlar. Kalp dış zan iltihabı tanısında çok yararlı olmayan kan tahlillerinin hastalık etkeninin ortaya konması açısından vazgeçilmez bir önemi vardır. Elektrokardiyografi, ekokardiyografi ile konan kalp dış zan iltihabı tanısını doğrular ve kalp kasındaki olası değişikliklerin de-netlenebilmesini sağlar. Tanı Akut olgularda bile kalp dış zarı iltihabının klinik tablosu hastahğa özgü değildir ve kalp enfarktüsü, akciğer zan iltihabı ya da bronş-akciğer iltihabı ile kolayca kanştınlabilir. Göğüs filmi ve özellikle ekokardiyografi kesin tam konmasını sağlar. Kalp dış zan iltihabı bir başka hastalık sürecinde ortaya çıkmazsa hastalık etkenini belirlemek çok daha zordur. Beklenen Gidişi Prognoz Akut evre geçtikten sonra en büyük tehlike, iki kalp dış zan katmanının birbirine yapışması ve tek bir katman halinde kaynaşması concretio cordis ya da komşu dokularla aynşmaz bir kitle oluşturmasıdır accretio cordis. Bu olgular da kalp hareketleri çok sınırlanır ve ancak bir cerrahi girişim kalbi bu sınırlanmadan kurtararak hastayı rahatiatabilir. Tedavi Kalp dış zan iltihabı romatizma ve verem gibi başka hastalıklar sonucunda geliştiğinden, tedavi özellikle birincil hastalığa yönelik olmalıdır. Yatak isti-rahati zorunludur, ağnlar genel ağn kesiciler ile hafifletilir. Bazı eksüdalı kalp dış zan iltihabı olgularında iğneyle kalp dış zan boşluğuna girip biriken sıvıyı almak gerekebilir. Kronik kalp dış zarı iltihabı Kronik kalp dış zan iltihabı, kalp hareketlerinde ağır bozukluklara yol açan sert bağdokusu yapısında bir kabuğun oluşmasına bağlı bir hastalıktır. Seyrek olarak eksüdalı kalp dış zan iltihabı sonucunda da oluşur. Genellikle verem ya da bir romatizmal hastalık sonucu gelişir. Kalbin çevresinde bağdokusundan bir kabuğun oluşması karıncıklann daha az dolmasına neden olur, kalp atım hızı azalır, aynca toplardamar kanının kalbe dönüşü de engellenir. Bu değişiklikler sonucunda klinik olarak büyük ve küçük tansiyon değerleri arasındaki fark azalır ve kalp atım hızı artar. Kronik kalp dış zan iltihabı sonucunda kanın kalbe dönmesinin engellenmesi nedeniyle boyun toplardamar-lan şişer, karaciğer büyür, ayrıca morarma ile birlikte nefes darlığı gelişir. Bu olgularda yalnızca cerrahi tedavi uygulanır. Omurilikte sıvı birikmesi neden olur?Beyin omurilik sıvısının birikme nedeni tıkanıklık, bebeğinizin sıvı emiliminde sorun olması kan dolaşımı tüm sıvıyı ememez ya da nadir olarak vücudun çok fazla sıvısı üretmesi olabilir. Hidrosefali doğuştan gelir ya da başka nedenlerle ileriki yaşlarda sıvısı neden alınır?Halk arasında belden su alma olarak da tanımlanan, beyin omurilik sıvısı incelemesi, menenjit, ensefalit, multipl skleroz gibi beyin zarı veya beyin iltihapları, beyin kanamaları, beyin veya omurilik tümörleri gibi hastalıkların tanısında baş vurulan bir yöntemdir. Lokal anestezi altında omurilik sıvısı kaçağı nasıl anlaşılır?BOS Kaçağı Tanısı Nasıl Konulur? Kafa travması veya burun ve sinüs bölgesinde ameliyat hikâyesi olanlar başta olmak üzere tüm hastalarda burundan tek taraflı olarak ve öne eğilmekle, ıkınmakla fazlalaşan berrak akıntı olması BOS kaçağı ihtimalini akla ye ne iyi gelir?Hidrosefali hastalığında ilaçla tedavi mümkün değildir. Tek tedavi yöntemi cerrahi müdahalelerdir. Bu cerrahi müdahaleleri sadece beyin ve sinir cerrahisi uzmanları gerçekleştirebilir. Cerrahi müdahalelerde birçok yöntem bulunur ve en doğru olan yöntem hidrosefaliye neden olan faktörlere göre içi basınç artışı nasıl anlaşılır?Bu belirtilerin hepsine birden kafaiçi basınç artışı sendromu KİBAS adı verilir. Genel belirtilerin en önemlileri baş ağrısı, kusma ve papilla kör nokta stazıdır. Bunlara daha seyrek görülen ama oldukça anlamlı olan zihinsel uyuşukluk, uykuya eğilim ve nabız azalmasını da eklemek omurilik sıvısının görevi nedir?Beyin omurilik sıvısının temel görevi mekanik ve immünolojik koruma sağlamaktır. Kafanızı bir yere çarptığınızda sarsıntının hasarını azaltır. Beyne patojenler girdiğinde bağışıklık hücrelerinin o bölgeye intikal etmesini kolaylaştırır. Bir yandan da nöronlar arasındaki atıkları sıvısı ne işe yarar?Beyin-omurilik sıvısı, serebrospinal sıvı veya nörolenf, beyindeki koroid pleksus kisti tarafından üretilen renksiz vücut sıvısıdır. Korteks için yastık veya tampon gibi bir işlev görmekle birlikte, kafatasının içindeki beyine mekanik ve immünolojik koruma sağlar. KALP ZARI HASTALIKLARI Perikart kalp zarı kalbi göğüs kafesi içinde sabit tutar, enfeksiyonlardan korur ve kalp zarı aralığında bulunan çok az miktardaki sıvı sayesinde kalbin hareketini kolaylaştırır. Kalp zarı hastalıkları, tek başına ya da tüm vücudu etkileyen hastalıklarla birlikte görülebilir. Akut yani ani gelişen veya kronik yani uzun süreli kalp zarı hastalığı, kalp zarının içindeki boşlukta aşırı sıvı toplanması, kalbin işlevini engelleyecek kalp sıkışması, kalp zarının sertleşmesi, nadir olarak da doğuştan kalp zarı bozukluğu ve kalp zarı kitleleri gibi çok geniş bir hastalık grubu ile karşımıza çıkabilir. AKUT PERİKARDİT Ani Gelişen Kalp Zarı Hastalığı Göğüs ağrısı ile acil servise başvuran hastaların %5'ini kalp zarı hastalığı olanlar oluşturur. Fakat birçok kalp zarı hastasının ayaktan tedavi edildiği, birçok hastanın da hastaneye başvurmadan atak geçirdiği bilinmektedir. Ani gelişen kalp zarı hastalığı 16-25 yaş erkeklerde kadınlara oranla daha sık görülmekte olup, hastane içi ölüm oranı %1,1 olup, bu oran yaşla ve ek hastalıklarla birlikte artabilir. İlk akut kalp zarı atağından sonra hastaların %30'unda 18 ay içinde tekrar eden atak görülebilir. Kalp zarı hastalıkları, enfeksiyonlara ve enfeksiyon dışı sebeplere bağlı olarak gelişebilir. Gelişmiş ülkelerde virüslerin neden olduğu enfeksiyonlar, daha sık görülen gelişmekte olan ülkelerde ve insan immün yetmezlik virüsu HIV yani AİDS enfeksiyonu geçirenlerde ise Mikobakterium tüberkülozis en sık neden olan mikroptur. Enfekiyon dışı sebeplerin başında ise otoimmün hastalıklar ve sıçrayan tümörler gelir. AKUT PERİKARDİT HASTALIĞIN TANISI NASIL KONULUR? Kalp zarı hastalığı tanısı için hastaların şikayetleri dinlenir, fizik muayene bulgularına bakılır, hastadan kalp elektrokardiyografisi EKG çekilir, hasta kanında iltihap belirteçleri bakılır, hastaya göğüs için bilgisayarlı tomografi BT ve manyetik rezonans MR gibi görüntüleme yöntemleri kullanılır. Hastalarda görülen en sık şikayet göğüs ağrısıdır. Bu şikayet çok ilginçtir çünkü hastanın göğüs ağrısının şiddeti oturur pozisyonda azalırken, yatar pozisyonda ve derin nefes almakla artış gösterir. Hastaların %33'ünden daha azında fizik muayenede kalp zarı sürtünme sesi duyulabilir. Hasta kanında iltihap belirteçlerinde artış gözlenir. Kalp zarı hastalığı bulunanlarda ayrıca altta yatan sebeple veya tüm vücudu etkileyen hastalıklarla ilişkili şikayet ve bulgular da görülebilir. Akut perikardit nedir? Perikard yani kalbin etrafındaki zarın iltihaplanması ve bu durumun en geç 3 ay içinde iz bırakmadan iyileşmesidir. Kronik perikardit nedir? Şikayetlerin 3 aydan fazla sürmesi ve arada bir tekrarlamasıdır. TEDAVİ Eğer perikardit yapan özel bir hastalık yoksa hastaların, hastaneye yatmaları gerekmez. Tedavisi düzenlenip, 1 hafta sonra tedaviye yanıtın değerlendirilmesi ile ayaktan takip edilebilir. Hastanın hastanede yatmasını gerektirecek nedenler - Yüksek ateş >38 °C, - >20 mm kalp zarı sıvı birikimi, - Şiddetli kalp sıkışması varlığı, - 7 gün içinde steroid içermeyen mikropsuz iltihabı baskılayan ilaç tedavisine yanıtsızlık. Ayrıca tüm kalp zarı hastalarına, şikayetler, EKG, ekokardiyografi EKO ve iltihap belirteçleri düzelene kadar, atletlerde ise bulgulardan bağımsız olarak en az 3 ay istirahat ve efor kısıtlaması önerilmiş, özel sebep tespit edilen hastalarda altta yatan nedene yönelik tedavi uygulanması tavsiye edilmiştir. Ani gelişen, viral yani virüslere bağlı kalp zarı hastalığının güncel tedavisinde steroid içermeyen mikropsuz iltihabı baskılayan ilaçlar ve aspirin ilk seçenek tedavi olarak önerilmiştir. Kolşisin birçok çalışmada başarılı olduğunun ve tekrarlamaları önlemedeki katkısının gösterilmesi nedeniyle yararlı bir ilaçtır. Kolşisin 3 ay boyunca yükleme yapılmaksızın 70 kg'dan az olan hastalarda günde 0,5 mg 70 kg'dan fazla olan hastalarda ise günde iki kez 0,5 mg olarak önerilmiştir. Kolşisinin azaltılarak kesilmesi zorunlu değildir, ancak hastalardakişikayetlerin tekrarı ve tekrarlamaların önlenmesi için azaltılarak kesilebilir. Daha önce bağ doku hastalıkları, otoreaktif ve böbrek yetmezliği gibi diğer sağlık sorunlarında üremik perikardit,steroid tedavisi önerilirken, yeni kılavuzda ciddi yan etki ve tekrarın artışına neden olabileceğinden ani gelişen kalp zarı hastalığının tedavisinde ilk seçenek olarak tavsiye edilmemiş, yalnızca steroid içermeyen mikropsuz iltihabı baskılayan ilaç ve kolşisine yanıt alınamayan dirençli vakalarda kullanabileceği ifade edilmiştir. Steroid tedavi düşük veya orta dozda prednizon 0,2-0,5 mg/kg/gün veya eşdeğeri tavsiye edilmiş, hastanın şikayeti ve bulgular düzeldikten sonra dozun azaltılarak kesilmesi önerilmiştir. Doz azaltımında tekrar meydana gelmesi riski açısından kritik eşik prednizon için günde 10-15 mg'dır ve bu eşik değerde doz çok az ve yavaş azaltılmalıdır 2-6 hafta aralıklarla 1-2,5 mg. İlaç seçimi yapılırken kontrendikasyonlar, önceki kullanımda ilacın etkinliği, yan etkiler ve eşlik eden diğer hastalıklar dikkate alınmalı, kan sulandırıcı tedavi gereken hastalarda aspirin diğer steroid içermeyen mikropsuz iltihabı baskılayan ilaçlar tercih edilmelidir. GEBELERDEKİ KALP ZARI İLTİHABININ TEDAVİSİ Gebelerde kalp zarı hastalığı tedavisinde gebelik yaşı dikkate alınmalıdır. 20. haftaya kadar aspirin, steroid içermeyen mikropsuz iltihabı baskılayan ilaçlar ve steroidler, 20. haftadan sonra ise steroid içermeyen mikropsuz iltihabı baskılayan ilaçlar duktus arteriozus damar ve fetal böbrek fonksiyonları üzerine olumsuz etkili olduklarından yalnızca düşük doz prednizon kullanılabilir. Kolşisin ise gebelikte ve emzirme döneminde KULLANILAMAZ. EMZİRME DÖNEMİNDE LOHUSALIK DÖNEMİNDE PERİKARDİT TEDAVİSİ Emzirme döneminde steroid içermeyen mikropsuz iltihabı baskılayan ilaçlar ve prednizon verilebilir. YAŞLILARDA PERİKARDİT TEDAVİSİ Yaşlı hastalarda böbrek fonksiyon bozukluğu ve çoklu ilaç kullanımına bağlı oluşabilecek ilaç etkileşimleri nedeni ile dikkatli olunmalı, ilaç-doz ayarlamaları yapılmalı, kolşisin dozu yarıya indirilmelidir. NÜKS PERİKARDİT TEKRARLAYAN KALP ZARI HASTALIĞI Akut perikardit atağından sonra 4-6 haftalık bir iyilik dönemi sonrası şikayet ve bulguların tekrarlamasıdır. Tedavide standart iltihap karşıtı tedaviye mutlaka kolşisin eklenmelidir. Bu tedaviye yanıt alınamayan hastalarda düşük veya orta doz steroid verilmesi düşünülebilir. Ancak steroidlerin hastanın şikayetlerinde iyileşme sağlarken hastalığı artırabileceği de unutulmamalıdır. Yani steroid kullanılırken çok dikkatli olunması gerekir. MİYOPERİKARDİT KALP ZARI İLE BERABER KALP KASININ DA İLTİHAPLANMASI Kalp zarının iltihaplanması sonrası kalp kasının etkilenme derecesine göre belirgin kalp kası tutulum varsa perimiyokardit, hafif kalp kası tutulum mevcut ise miyoperikardit denir. Kalp kası etkilenmesinin olduğu tüm hastalara tanı amaçlı hastaneye yatış gerekir. Hastaya koroner anjiografi, kalp kası tutulumunu doğrulamak için ise kardiyak MR yapılması gerekir. Miyokarditte yapılacak tıbbi tedavi perikardit tedavisi ile benzer olup, aspirin 1500-3000 mg/gün, ibuprofen 1200- 2400 mg/gün, indometazin 75-150 mg/gün önerilmiş, steroid tedavisi aspirin veya aspirin verilemeyen durumlarda ikinci seçenek olarak tavsiye edilmiştir. Kalp kası etkilenmesinin olduğu tüm hastalara ani kalp ölüm riskinden dolayı en az 6 ay fiziksel aktivite kısıtlaması tavsiye edilmiştir. PERİKARDİYAL EFÜZYON VE KARDİYAK TAMPONAT KALP ZARINDA SIVI BİRİKMESİ VE KALBİN İŞLEVİNİ BOZAN ŞİDDETLİ KALP SIKIŞMASI Kalp zarı hastalarında az miktarda veya kalp sıkışmasına neden olacak kadar fazla miktarlarda kalp zarında sıvı izlenebilir. Kalpte sıvı birikmesiyle ilişkili şikayetler, kalp zarının içinde biriken sıvının birikme hızıyla ilişkilidir. Egzersiz sırasında nefes darlığı, sırt üstü yatınca artan nefes darlığı, göğüs ağrısı ve yutma güçlüğü, hıçkırık, ses kısıklığı gibi komşu organlara bası bulguları görülebilir. Kalp zarında sıvı birikmesinden şüphelenilen hastaların akciğer grafisi, EKO ve iltihap belirteçleri ile, kalp zarında sıvı birikmesi tespit edilen hastaların ise daha önce belirtilen yüksek risk kriterlerine göre değerlendirilmesi önerilmiş, öncelikle altta yatan nedene yönelik tedavinin planlanması tavsiye edilmiştir. İltihap bulguları mevcut ise tedavi kalp zarı hastalığında olduğu gibidir. KONSTRÜKTİF PERİKARDİT Konstrüktif perikardit, kalp zarının uzun süre iltihabı etkisiyle artık kalınlaşması ve bir zırh gibi kalbi sarması ve sıkıştırması sonucu oluşan kalp yetmezliğidir. Konstrüktif kalp zarı hatalığı gelişme riskini artıran durumlar - Virüsler - Kanserler - Bakteriler - Üre birikimi - Verem KALP ZARI HASTALIKLARINDA İLERİ GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ İlk basamak görüntüleme yöntemi EKO olup, etkin, güvenilir ve ucuz bir yöntemdir. Perikardiyosentez yani kalp zarı içinden ultrason eşliğinde iğne ile sıvı boşaltma işlemi, ile hastanın kalp zarı içindeki sıvı alınır ve incelenir. Böylece kalp zarında sıvı toplanmasına neyin neden olduğu bulunabilir. İkinci basamak görüntülemeler de ise, bilgisayarlı kalp tomografisi, kalbin EMARı, kalp anjio ve kateterizasyonu yapılabilir. ÖKSÜRÜĞE KARŞI SİRKELİ DOĞAL KÜR TARİFİ Boğazınızda gıcıklanma ve vücudunuzda bir kırgınlık hissi var ise bir fincan soğuk suya malzemeleri koyup karıştırın. Karışımı içtikten bir saat sonra, şikayetlerinizin geçeceğine şahit olacaksınızYİNE DE ŞUNU GÖZDEN KAÇIRMAYIN Sırta bıçak saplanır gibi ağrı yapan öksürük ve göğüs ağrısı ciddi akciğer hastalığına da işaret ediyor olabilir...Akciğer zarında sıvı birikmesi durumunda öksürük ve göğüs ağrısı gibi şikayetler ön planda çıkıyor. Orta veya yüksek şiddetteki ağrılar nedeniyle solunum güçleşiyor, nefes darlığı yüzünden kişi, sırt üstü yatamıyor. Plörazi'de ateş, titreme, terleme, üşüme, yorgunluk ve iştah kaybı da görülebiliyor. Hastalığın seyri ilerledikçe; var olan kuru öksürük, yerini çok daha şiddetli ve vücudu sarsacak öksürüğe bırakabiliyor. Her öksürükte, kişi sırtına bıçak saplanıyor gibi hissediyor. Bazı durumlarda bu ağrı, omuz ve karın bölgesine kadar duyulabiliyor. Peki akciğerde sıvı birikmesi plörazi durumunda ne yapmak gerekiyor?

kalp zarı sıvı birikmesi bitkisel tedavisi