🦙 Tanzimat 1 Ve 2 Dönem Özellikleri Karşılaştırması

gAESF. Sorunu TaratKitaptan resmini çek hemen cevaplansın. Edebiyat1 yıl önce3 Cevap22591 KezTanzimat 1. Dönem ve 2. Dönem Benzerlikleri ve Farklılıkları Maddde madde kısaca Bu soruya 3 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin. İşte Cevaplar Cevap Tanzimat ve Benzerlikleri Şiirde her iki dönemde de aruz ölçüsü kullanılmıştır. Roman, hikaye, tiyatro, makale, eleştiri türlerinde eserler verilmiştir. İki dönemde de Fransız edebiyatı örnek alınmıştır. Batı edebiyatındaki edebi akımlardan etkilenilmiştir. Tanzimat ve Farkları TANZİMAT TANZİMAT Sanat toplum içindir Sanat sanat içindir Dilde sadeleşme istenmiş; ama başarılı olunamamıştır. siyasi baskılarının etkisiyle dil oldukça ağırlaşmıştır. Divan şiiri nazım biçimleri kullanılmıştır; ama içerikte değişiklik yapılmıştır. Divan şiiri nazım şekilleri kullanılmakla birlikte bunlar terk edilmeye başlandı. Batılı nazım şekilleri de kullanıldı. Hece ölçüsünü savundular; ama aruzu kullandılar. Aruz ölçüsünü kullandılar; ama heceyle yazılan şiirler de vardır. Makale, eleştiri, roman, hikaye gibi türler ilk kez bu dönemde verilmeye başlandı. Bu türlerin daha başarılı örnekleri verilmiştir. Klasisizm ve romantizm etkilidir. Realizm ve natüralizm etkilidir. Edebiyat toplumu eğitmek için bir araç olarak kullanıldı. Estetik ve sanat değeri daha yüksek eserler verildi. Hak, hukuk, adalet, hürriyet, cariyelik, Doğu-Batı çatışması, yanlış Batılılaşma gibi toplumsal temalar işlenmiştir. Şiirin konusu genişletilmiş, bireysel konulara dönülmüştür. Tiyatro, halkı eğitmek için bir okul gibi düşünülmüştür. Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmıştır. Eserler teknik bakımdan kusurludur. Teknik bakımdan daha sağlam eserler verilmiştir. 1 Takipçi Bu cevaba 0 yorum yazıldı. Cevap BİRİNCİ DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATI 1860-1876 Divan edebiyatının anlaşılamazlığından kutulmak ve Batılı edebiyatını Türk edebiyatına uygulamayı istemişler fakat biçim yönüyle Divan edebiyatından kopamamışlardır. Konu olarak; vatan, millet, hak, adalet, özgürlük gibi kavramlar ilk kez bu dönemde kullanılmıştır. İlk kez batılı anlamda esereler bu dönemde verilmiştir. İlk noktalama işaretleri bu dönemde kullanılmıştır. Edebiyattan toplumun bilinçlenmesi amacıyla yararlanılmıştır. ''Sanat toplum içindir'' görüşünü savunmuşlardır. Dilde sadeleşmeyi savunmuş, fakat bunda başarılı olunamamıştır. İlk kez roman, hikaye, tiyatro, gazete, makale, fıkra, eleştiri, anı ve bunun gibi birçok tür bu dönemde kullanılmaya başlanmıştır. Başlıca şairleri Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa, Şemsettin Sami, Ahmet Mithat, Ahmet Vefik. İKİNCİ DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATI 1876-1895 Bireysellik ön plana çıkmıştır. Sanat için sanat, görüşü benimsenmiştir. Dil ağırlaşmıştır. Siyasi baskıdan dolayı edebiyatçılar fikirlerini hürce savunamamış, eserlerinde kişisel duygularını ve düşüncelerini dile getirilmişlerdir. Konu olarak Kölelik ve cariyelik işlenmiştir. Tiyatro metinleri oynanmak için değil okunmak için yazılmıştır. Roman ve hikayede realizm ve natüralizm akımları, şiirlerde ise romantizim akımının etkileri görülür. Gazetecilik, önemini yitirmiştir. Hece ile birlikte aruz kullanılmıştır. Divan edebiyatı nazım biçimleri bırakılmıştır. Şairler, güzel olan her şeyi şiirin konusu yapmışlardır. Bu yönüyünden dolayı Servet-i Fünun şiirinin alt yapısını oluşturmuştur. Roman ve öykü yazmada birinci döneme göre daha başarılı ürünler verilmiştir. Bu dönemde ürünler veren Muallim Naci, Dinav edebiyatının tek savunucusudur. Başlıca şairleri Recaizade Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamit Tarhan, Sami Paşazade Sezai, Muallim Naci, Nabizade Nazım. 1 Takipçi Bu cevaba 0 yorum yazıldı. Cevap 1. Dönem Tanzimat sanatçıları, Fransız edebiyatını örnek almışlar; klasisizmin ve romantizmin etkisinde kalmışlardır. Tanzimat tiyatrosu, sahne dili ve tekniği açısından başarılıdır. Tiyatro, halkı eğitmek için bir okul gibi düşünülmüştür. ”Toplum için sanat” anlayışı toplumun Batılılaşması için bir araç olarak kullanılmıştır. Şiirde yeni konular yurt, ulus, özgürlük, insan hakları…işlenmiştir. Biçim bakımından Divan edebiyatına bağlılık sürmüş; gazel, kaside, murabba, terkib-i bend gibi nazım biçimleri kullanılmıştır. Eserlerin halkın anlayabileceği sade bir dille yazılması amaçlanmıştır. Divan edebiyatının süslü-sanatlı düz yazısı yerine, belli bir düşünceyi iletmeyi amaçlayan yeni bir düzyazı geliştirilmiştir; ilk kez noktalama işareti kullanılmıştır. 2. Dönem Tiyatro önemini yitirmiş, sahne dil ve tekniği açısından başarısız eserler yazılmış. Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmıştır. Romanda realizmin etkisi görülmüş, ilk realist roman bu dönemde yazılmıştır. Realizm ve natüralizm baskın akımlar olarak göze çarpar. Bu dönemde toplum sorunlarından uzaklaşılmış, sanat için sanat’ ilkesi benimsenmiştir. Şiirin konusu genişletilmiş, bireysel konulara dönülmüştür. Ayrıca biçimsel yenilikler getirilmiştir. Recaizâde Mahmut Ekrem, özellikle Abdülhak Hamit’in eserlerinde bu açıkça görülmektedir. Dilde sadeleşme çabası bırakılmıştır. Dil oldukça ağırlaştırılmıştır. Batı edebiyatı türlerinde ürünler verilmiş, sanatçılar daha da ustalaşmıştır. 1 Takipçi Bu cevaba 0 yorum yazıldı. Soru Ara? den fazla soru içinde arama YazBilgilendirme 2022 yılı YKS, AÖF, AUZEF, ATA-AÖF, AÖL, LGS, AÖO, AÖIHL-MAÖL, YDS, TUS, MSÜ, ALES, KPSS, İSG, YKS, DGS, EUS, TYT, AYT, ADES, ADB, Amatör Denizcilik Eğitimi Sınav takvimleri belli olmuştur. Tanzimat 2 dönemde hangi ölçü kullanılır?Her iki dönemde de aruz ölçüsü kullanılmış. ikinci dönemde bireysel ve duygusal sorunlar şiire yansımıştır. Tanzimat'la birlikte şiirin konu alanı edebiyatının ikinci dönemdeki eserlerinin özellikleri nelerdir?Bireysel konulara sanat içindir, görüşü oldukça eserleri oynanmak için değil okunmak için ve natüralizm baskın akımlar olarak göze ilk dönemdeki toplumsal etki ve işlevini 1 dönem nazım biçimi nedir?Bu dönemde halk şiirine ve hece veznine olan ilgi biraz artmışsa da divan şiiri ve aruz eski hakimiyetini sürdürmüştür. … Divan şiirinin nazım şekilleri aynen kullanılmıştır Gazel, kaside, terkib-i bent, , murabba … gibi şekiller.2 dönem Tanzimat şiirinin içerik özellikleri nelerdir açıklayınız?Şiirde aşk, ölüm, felsefi düşünceler ve karamsarlıklar tema olarak karşımıza çıkar. Aruz ölçüsü ilk döneme göre daha çok tercih edilmiştir. Realizm akımının etkisiyle bu dönemde güçlü bir gözlem ve betimleme 2 dönem hangi yıllar?Tanzimat dönemi, kendi içinde iki farklı dönem halinde incelenir. Birinci dönem 1860-1877, ikinci dönem ise, 1877 ile 1895 yıllarını kapsar. 1860 ve 1895 yılları arasında yer alan ve Batılı bir anlayışın hakim olduğu çok önemli bir edebiyat dönem Tanzimat şiiri nedir?TANZİMAT 2. Divan şiiri nazım şekilleri kullanılmakla birlikte bunlar terk edilmeye başlandı. Batılı nazım şekilleri de kullanıldı. Aruz ölçüsünü kullandılar; ama heceyle yazılan şiirler de vardır. Bu türlerin daha başarılı örnekleri 1 dönem anlayışı nedir?Sanat toplum içindir anlayışı vardır. Bu dönem sanatçıları romantizm akımından etkilenmişlerdir. Şiirde ağırlıklı olarak aruz ölçüsü kullanılsa da hece ölçüsüyle yazılmış şiirler de vardır. Halka yöneliş söz konusu olduğundan dilde sadeleşme hareketi başlamıştır. Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatında Şiir ve Özellikleri, Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatında Şiir ve Özellikleri, tanzimat şiiri 1 ve 2 dönem karşılaştırması, tanzimat 1. dönem şiirinin özellikleri, tanzimat dönemi şiirleri örnekleri namık kemal, tanzimat 2. dönem şiir özellikleri, tanzimat dönemi şiirleri ve şairleri, tanzimat döneminde şiir kısaca, tanzimat dönemi şiir örnekleri incelemesi, tanzimat dönemi şiirinin yapı özellikleri, Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatında Şiir ve Özellikleri Tanzimat edebiyatı sanatçıları her şeyden önce şiirin konusunu ve anlatımını değiştirdiler. Namık Kemal "Lisan-i Osmani'nin Edebiyatı Hakkında Bazı Mülahazalar" isimli uzun makalesinde şiirin, fikrin gelişmesine ve halkın eğitilmesine olan büyük hizmetinden söz edebiyatının gerçekle ilgisizliğine, yapmacıklığına, boşluğuna şiddetle hücum eden Namık Kemal, edebiyatın yeniden düzenlenmesini ister. Bunun içinde her şeyden önce yeni bir anlatım yolu, yeni bir dil bulunmasını gerekli görür. Dilin bir an önce konuşma diline yaklaştırılması gerekliliğini savunur. Buna rağmen Tanzimat şiirinin dilinin sade olduğunu söylemek zordur. Tanzimat şirinin Divan şiirine bağlı kaldığı unsurlar daha çok biçim alanındadır. Bu dönemde halk şiirine ve hece veznine olan ilgi biraz artmışsa da divan şiiri ve aruz eski hakimiyetini sürdürmüştür. Divan şiirinin nazım şekilleri aynen kullanılmıştır Gazel, kaside, terkib-i bent, , murabba ... gibi şekiller. Şiirin konusu değişmiş, aşk hasret, ayrılık gibi kişisel konular bir yana bırakılmış; eşitlik, özgürlük, adalet, hukuk gibi toplumsal konulara önem verilmişitir. Ancak bu daha çok denen Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal gibi sanatçılarda görülür. denen Recaizade Mahmut Ekrem, Abdulhak Hamit, Samipaşazade Sezai'de ise kişisel konular yeniden ele alınmıştır. Tanzimat'tan önceki edebiyatımızın ağırlık noktasını nazım şiir oluşturur. Nesirle düz yazı yazılan eserler de bile çok defa nazmın kurallarına dikkat edilmiş, nesir dili nazma yaklaştırılmaya çalışılmıştır. Tanzimat'ın I. dönem sanatçılarının üçünün de şair olması, edebiyatımızda ilk yenileşen türün şiir olmasını sağlar. Sanatçılar, nesir dilini konuşma dili ve üslûbuna yaklaştırma çalışmalarını şiirde de denerler. Ancak Divan şiiri geleneği eskisi kadar güçlü olmasa da varlığını sürdürmektedir. Hatta Divan şiirini yaşatmak isteyen ve içlerinde Namık Kemal ile Ziya Paşa'nın da bulunduğu şairler, "Encümeni Şuarâ" adıyla bir grup kurarlar. Şiirdeki değişmenin temelini Şinasi atar. 1860'tan önce Fransızcadan yaptığı tercüme şiirlerde yeni şekiller ve yeni bir üslûp görülür. Bu tercümeler ve kendi yazdığı şiirler şekil ve muhteva bakımından Divan şiirlerinden farklıdır. Şinasi'nin gazete dili ile halka seslenme ve yönelme düşüncesi, şiirimize düşünce ağırlıklı şiirlerin ilk örneklerini kazandırır. İkinci yenilik ise Divan edebiyatı nazım şekilleri üzerinde yapılan değişikliktir. Bunun da öncülüğünü Şinasi yapar. Ancak bu değişiklik önce Akif Paşa'nın torununun ölümü üzerine yazdığı koşma tarzındaki "Mersiye"sinde görülür. Şinasi, Mustafa Reşit Paşa için yazdığı dört kasidede klâsik kasidenin beylt sayısı, kafiyelenişi ve kaside bölümlerini dikkate almaz. Muhteva olarak da her beyitte Mustafa Reşit Paşa'yı beylik kavramlarla değil, gerçek özellikleriyle övdüğü gibi, onun şahsından hareketle Tanzimat'ın getirmeye çalıştığı değerleri de vurgulamıştır. Hak, adalet, devlet, kanun, medeniyet, hukuk gibi kavramlar bu şiirlerde yer alır. Bu şiirlere hâkim olan unsur akıldır. Aynı yaklaşımı Namık Kemal "Hürriyet Kasidesi"nde sergiler. Şinasi'nin getirdiği diğer bir yenilik ise şiirlerine konularına uygun adlar vermesidir. Eski nazım şekillerinden farklı olarak denenen yeni nazım şekillerini, Tanzimatın II. kuşağından Recaîzâde Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamit daha da geliştirerek yaygınlaştırırlar. Aynı yolu Namık Kemal "Vaveyla" ve "Hilâli Osmanî" adlı şiirlerinde dener. Ancak, bu dönem şiirlerinin pek çoğu ylne de Divan edebiyatı nazım şekilleriyle yazılır. Hece vezni denenirse de, şairler genellikle aruzu tercih ederler, sanatlı anlatımdan da kendilerini kurtaramazlar. Tanzimat dönemi şairlerinin şiire bakış açıları da farklıdır. I. kuşak şairleri Divan edebiyatını tenkit eder ve onu yıkmaya çalışırlar. Ziya Paşa "Şiir ve İnşâ" adlı makalesinde gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söyler. Daha sonra yazdığı "Hârâbat Mukaddimesi"nde ise bu görüşlerini değiştlrir; Divan şiirini savunur. Şiirleri teknik bakımdan eskiye bağlıdır. Namık Kemal ise Tahrîbi Hârâbat ve Tâkib adlı eserinde Ziya Paşa'yı tenkit ederek onu eskiyi diriltmeye çalışmakla suçlar. Namık Kemal'e göre Divan şiiri gerçeklerden kopuk ve mantıksızdır. II. kuşak şairleri ise şiiri sanat açısından ele alırlar ve estetik yönünü işlerler. Recaîzâde Mahmut Ekrem, dil ve üslûptan hareketle, Talftni Edebiyyât 1879, III. Zemzeme'nin önsözü, Takdîri Elhân 1886 ve Pejmürde 1895 adlı eserlerinde ve bazı makalelerinde dil ve üslûptan hareketle, yeni şiirin esaslarını sistemli bir şekilde açıklar. Ona göre, şiirin tek gayesi güzelliktir. Bu güzelliği yaratacak Iki unsur; konu ve üslûp güzelliğidir. Şiir ne ahlâka hizmet etmek, ne de mantığa uymak zorundadır. Ahlâk dışı değil, ahlâkla ilgisizdir. "Güzel olan her şey" şiirin konusudur. Şiirin "konuşma dilinden ayrı, özel bir dile sahip olması" gerekir. Vezin konuya uygun ahengi yaratacak şekilde seçilmelidir. Recaizâde M. Ekrem, güçlü bir şair olmadığı için, görüşlerini kendi şiirlerinde istediği gibi gerçekleştiremez. O, edebiyat tarihimizde şairliğinden ziyade teorisyenliğiyle yerini alır. Batılılaşma hareketinin getirdiği yenilikleri şiirlerinde uygulamaya koyan Abdülhak Hamit'tir. A. Hamit, Namık Kemarin düşüncelerini ve Recaizâde M. Ekrem'in teori olarak geliştirdiklerini hiçbir sınırlamaya gitmeksizin uygular. Kurallardan hiç hoşlanmaz. Batı şiirinde görüp beğendiği, Türk şiirinde olmayan her özelliği uygulamaya kalkması, onu düzensizliğe ve plansızlığa sürüklemiştir. Yeni Türk şiirinde tabiat tasvirlerinin ilk ömeklerini o verir. Fakat üslûbu son derece dağınıktır. Şiirlerinde aşk ve tabiat temleri yanında metafizik düşünceler de geniş yer tutar. Hayal gücünün zenginliği, duygularının çeşitliliği ve samimiyeti kusurlarına rağmen onu lirik şiirimizin en büyük temsilcisi yapar. Tanzimat döneminde eskinin temsilcisi sayılmasına rağmen batılı tarzda şiirler yazan Muallim Naci orta bir yol takip eder. Üslûpta eskiyi savunan şair, Türk edebiyatının kökten değil, kısmen modernleştirilmesini savunur ve bu tarzın başarılı örneklerini verir. Tanzimat şiirinde meydana gelen asıl yenilik muhtevada gerçekleştirilir. Tanzimat şiiri, işlediği konular bakımından ikiye ayrılır. Tanzimat birinci dönem şairleri Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal siyasî düşünceleri ve sosyal değerleri ön plânda tutarlar. Sosyal meselelere siyasî açıdan bakarlar. Siyasî değişme ve gelişmelere paralel olarak, Şinasi "hak, kanun, adalet, millet, medeniyet, hükümet, reisicumhur" gibi sosyal muhtevalı ve meşrutiyetle ilgili kavramlara şiirinde yer verir. Ziya Paşa bu şiiri "hürriyet, cumhuriyet, müsavat" gibi değerlerle zenginleştirirken, Namık Kemal'in şiirlerinde "hak, adalet, eşitlik, vatan, hürriyet" temleri ısrarla vurgulanır. Sosyal adalet ise işlenen bir başka temadır. I. dönem şairlerini Divan şairlerinden ayıran bir başka hususiyet ise din karşısındaki tavırlarıdır. Dinin mutlak değerlerine rağmen, dinin karşısında düşünen insanın ve kadere isyanı ilk kez Akif Paşa "Adem Kasidesi"nde dile getirir. Şinasi, "Münâcât" ve "İlâhi" adlı manzumelerinde Tanrı'nın birliğini, kainattaki varlıklardan ve insanî değerlerden hareket ederek kabul etme yolunu seçer. O, Tanrı'nın birliğine olan inancını manevî değerlerle değil, maddî değerlerlebeslemek ister. Ziya Paşa ise 'Terci-i Bend"inde insan kaderini ve kainatın yaratılışındaki sırrı, aklımızla idrak etmenin mümkün olmadığı, Allah'ın yarattığı kainatı, yine onun idare ettiği, insanın, bu ilâhi nizamı olduğu gibi kabul etmesi gerektiği sonucuna varır, insan bu akıl almaz nizam karşısında ancak şaşkınlık ve hayranlık duyabilir. Ziya Paşa felsefî düşüncenin şiirdeki ilk örneklerinden birini verir. Bu düşünceler II. dönem şairlerinin özellikle Abdülhak Hamit'in metafizik düşüncelerine zemin hazırlar. Tanzimat ikinci dönem şairleri, sosyal ve siyasî temaları devrin şartları içinde rahat kullanamazlar. Bunun yerine ferdî duygulanmaları ve yaşanılan hayatı dile getirirler. Romantik edebiyatın da etkisiyle duyan, düşünen, seven, acılara tepki gösteren, bazen de kadere karşı çıkan insan tipi ortaya çıkar. II. dönem şairlerinin kullandığı en önemli temalar tabiat ve ölümdür. Ölüm teması Recaîzâde Mahmut Ekrem ile Abdülhak Hamit'in şiirlerinde geniş yer tutar. Bu dönemde günlük olaylar ve duygulanmaların yanı sıra aşk teması da işlenir. Aşk teması içinde kadın anlayışının da değiştiği görülür. Divan şairlerinin ideal kadın tipi yerine, günlük hayatın içindeki kadına yer verilir. Tanzimat dönemi sanatçıları, şiir başta olmak üzere, edebiyatımızda, şekilden muhtevaya kadar pek çok yeniliğin öncülüğünü yaparlar. Yaptıkları yenilikler, kendilerinden sonra gelen ve yeniliği benimseyen sanatçılar tarafından daha ileriye götürülür ve Tanzimat edebiyatı yenileşen edebiyatımızın kaynağı ve öncüsü olur. Sonuç olarak Tanzimat Dönemi Şairleri; * Her iki dönem şairleri biçim yönünden Divan şiiri geleneğine bağlı kalmışlardır. * Her iki dönem şairleri "Romantizm"in etkisinde kalmışlardır. Bu dönem şiirinin Batı düşüncesiyle klasizm ve romantizm edebi akımlarıyla ilişkisi vardır. * şairleri "toplum için sanat" anlayışını; şairleri ise "sanat için sanat" anlayışını benimsemişlerdir. * şairleri "vatan, millet, adalet" gibi konuları ele alırken; 2. dönemdekiler "aşk, doğa, ölüm" gibi konuları ele almışlardır. Dolayısıyla konu ve temada yenilik yapmayı başarmışlardır. * şairleri dilde sadeleşmeyi amaçlamış ancak bunda başarılı olamamışlardır. 2. dönem şairleri ise ağır olan bu dili daha da ağırlaştırmışlardır. Şiirde sanatlı söyleyiş her iki dönem şairleri için de amaç olmaktan çıkmıştır. * İki dönemin şairleri de şiirde parça güzelliğini bırakıp bütün güzelliğine ve konu birliğine önem vermiştir. * Aruz ölçüsü kullanılmaya devam ederken az da olsa hece ölçüsü kullanılmıştır. * Gazel, kaside, terkib-i bent gibi eski nazım şekilleri kullanılmaya devam etmiştir. Özellikle ikinci dönem sanatçıları yeni nazım şekilleriyle şiir yazmada başarılı olmuşlardır Tahran, Recaizade Mahmut Ekrem başarılıdır. * Tanzimat şairleri bireysel duygu düşünce ve anlatıma önem vermiş, böylece Türk edebiyatına Batı'daki bireyci anlayışı getirmişlerdir. Tanzimat ve Divan Şiirinin Benzerlikleri ve Farklılıkları Benzerlikleri Nazım şekilleri benzer Kaside, gazel, terkib-i bend, müseddes vb. Ölçü benzer Aruz ölçüsüyle şiirler yazılır. Kafiyeleniş benzer. Dil benzer Arapça-Farsça kelime ve tamlamaların kullanılması. Farklılıkları Tema - Konu içerikle ilgili Divan Şiirinde Tema Aşk, tabiat, tasavvuf,ahlak,övgü devlet ve din büyüklerine Tanzimat Şiirinde Tema Halkı aydınlatmaya yönelik yeni tema ve konular işlenmiştir. Hürriyet, eşitlik, adalet, kanun, yönetimden ve dönemden şikayet vb. Tanzimat ve Divan Şiirinin Yapı Özellikleri Divan Şiirinde Genellikle beyitler kullanılır, ölçü aruzdur, Kafiyeleniş nazım biçimi belirler Göz için kafiye benimsenir. Nazım biçimlerinin belirli bölümleri vardır. Şiir, nazım biçimine göre adlandırılır. Tanzimat Şiirinde Divan şiiri nazım biçimleri kullanılmasına rağmen klasik yapıda bazı değişiklikler yapılır. Beyit sayılarının değiştirilmesi bölümlerin bulunmaması, bazen mahlasların kullanılmaması bazı şairlerin aruz ölçüsünü yanında heceyi kullanmaları, ayrıca şiirlerde başlıklara nazım biçiminin yanında konu adının da eklenmesi gibi. Zengin kafiye benimsenmiş, divan şiirinin aksine "Kafiye kulak içindir." Aynı ses veren değişik harfler kafiye sayılır. anlayışı Recaizade Mahmud Ekrem Tarafından ileri sürülmüş zamanla taraftar kazanmıştır. Tanzimat ve Divan Şiirinin Dil ve Anlatım Özellikleri Divan ŞiirindeArapça ve Farsça tamlamalara söz sanatlarına yer verilmesinden dolayı ağır bir dil vardır. Tanzimat Şiirinde Halkın anlayacağı bir dilde yazma anlayışına rağmen Arapça - Farsça kelime ve tamlamaların kullanıldığı en büyük farklılık yeni kavramlara yer verilmesidir. yerliğine teşekkürlerimizle... TDH-KOLAY ERİŞİMİ Türkçe Göktürkçe Edebiyat Türkçe Adlar Tarih Kökenbilgisi Lehçeler Yazım Kılavuzu Türk Dünyası PDF-DOC Sınav-Deneme Sözlüklerimiz DİL BİLGİSİ KOLAY ERİŞİMİ Dil Bilgisi Sıfatlar Belirteçler Anlam Bilgisi Kompozisyon İlgeçler Cümlede Anlam Nasıl yazılır? Bağlaçlar Paragrafta Anlam Noktalama İş. Ünlemler Sözcükte Anlam Sözcük Bilgisi Eylemler Ses Bilgisi Yapım Ekleri Eylemsiler Yapı Bilgisi Adıllar Dil -Anlatım Yazım Bilgisi Adlar Edebiyat Anltatım Bozuklukları Ana Bet Atasözleri TDH-Instagram TDH-Tvitır TDH-Feysbuk

tanzimat 1 ve 2 dönem özellikleri karşılaştırması