🐊 Suç Ve Ceza Karakter Analizi

VF75FF. suc ve ceza'da raskolnikov'u enselemeye çalışan ağır polis amca. birçok film karakteri bu herif üzerine modellenmiştir. bu model en son the brave one'da göze çarpmakta. suç ve ceza'nın ikinci baş karakteri gibidir. polisiye ve üst edebiyatın birleşimiyle oluşmuş adeta bir dahidir. dostoyevski'nin dehasını yansıtır. raskolnikov ile karşılıklı diyalogları insanın nefesini boğazında düğümler. raskolnikov eq ise porfiry iq' her rus isminde olduğu gibi bir sürü insan farklı farklı şekillerde yazmıştır ismini. ingilizce kırması, türkçe kırması, rusça okuşunu gibi varyasyonları vardır. - spoiler -dostoyevski'nin zekasını da çok net bir şekilde ortaya koyan, edebiyat tarihinin en etkileyici karakterlerinden spoiler - suç ve ceza adlı romanın en sağlam karakteridir bana göre. her cümlesinde dahilik akıyor, bütün olasılıkları son derece usta şekilde raskolnikov’a karşı kullanıyor. öylesine etkili çıkarımlar ve tezler öne sürüp, psikolojik analizler yapıyor ki karşısındakini zihinsel olarak felce adeta zirveleştiği bir karakterdir. raskolnikov ile olan diyologları gerçekten nefes kesici derecede heyecanlıdır. üstelik okurun kafasını karıştırmakta, gel-gitler yaşatmaktadır, ayrıca raskolnikov ya da okuyucuyla ile alay etme konusunda ustadır. bence bu adamı, aslında raskolnikov’un olmak istediği insan, olarak tanımlayabiliriz. hezeyana kapılmayan, kaygı bozukluğu yaşamayan, “duygularına yenilmeyen” bir raskolnikov. bu yüzden rahatsız edici, bu yüzden kusursuz. en son 11 sene önce okudum kitabı. tekrar okuyup fikrimi değiştirme hakkımı saklı tutuyorum. suç ve ceza'nın en zeki ve etkileyici karakteridir. dostoyevski 'nin suç ve ceza kitabının en nefes kesen diyaloglarında, sayfalarında yer bulan, kitabın dünya klasikleri arasına girmesinde ciddi katkısı olduğunu düşündüğüm karakter. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın. Kendisinden sonra gelen edebiyatçının tümünü etkileyen dünyanın en ünlü edebiyatçılarından olan Dostoyevski bu romanında roman kahramanı olan Raskolnikov'un kişiliğinde toplumdaki çarpık adalet anlayışını eleştirmekte ve bu sembol karakter aracılığıyla da düzeltmeye çalışmaktadır. Bu romanda suç ve ceza kavramı, toplumsal, ahlaki ve dini değerler derinlemesine analiz edilmektedir. Kitap Yazar Fyodor Mihailoviç Dostoyevski Dil Türkçe Çeviren Leyla Şener Kapak Karton Kağıt 0 0 puan ortalama 0 müşteri yorumu Bu ürün için değerlendirme yapılmamış, ilk siz olun. "Ne olursa olur ..?" - tüm yaratıcılık F. M. Dostoevskogo nüfuz değişmeyen formülü. "Suç ve Ceza" ürünü istisna değildir. Bunun temeli, diğer bir deyişle "vicdanına kan" sözde teori yatıyor "her yol mübah." tecelli ve başka, daha az iddialı, ama yine de bir teori Luzhin ait örtülü - kendilerini yüceltme nedeniyle başkalarının zayıflığından kaynaklanmaktadır. fikirler yeni değildir, ancak sadece Fyodor "Bu ahlaki ikilemler," soyut sınırlarını terk ve pratikte zaten çözdük. tek tek "minik prestuplenitse" kibir ve gurur koymak ölçekler, ancak diğer yandan Yani ne olur - bin iyi işler? O ağır basmaktadır? Ya da belki bir dengesizlik bırakacak ve iki kase aynı seviyede durmak? Biz, "Luzhin " Suç ve Ceza " başlıklı bir makalede iddia. Karakterinin karakterizasyonu" dizayn Eylül 1865 yılında bir Mikhail Katkov, "Rus Herald" editörü, Wiesbaden bir mektup alır. O Fodor Mihayloviç Dostoyevski yazar ve ikinci - - ilk değil bir ya da iki ama ... eğer gerçek, belki de özellikle dikkate değer değil onun yeni romanının planı hakkında ona yazar. işin fikri Yazara göre, "suç psikolojik rapor" dir. Başka bir deyişle, bir genci, ne hüküm süren şartlara sayesinde, bu aşırı yoksulluk içinde kötü çıkıyor sıradan, küçük burjuva kökenli olduğunu çoğu orada yaşadı. Ne yapmalı? Düşüncesizce, ister eğer iç istikrarsızlığı, ama hava "bitmemiş" fikirleri o zaman yükselen içinde verir ve yaşlı bir kadın para borç veren öldürmeye karar verir. müstehcen için, kızgın pis, aptal ve açgözlü yaşlı kadın. o yaşamak nedir? Birisine olsa fayda sağlayabilir? Kesin cevap "hayır" kafa karıştırıcı eski öğrencisi. Onu öldürür ve o zaman sadece o paranın "hasılatı" konulu kendinize mutluluk getirmek ve böylece acı ve herkesi yerine getirmek, soymaktan "insanlığa insancıl görevi." "Suç ve Ceza" ve kahramanın adını - - Rodion Raskolnikov Eh, işte burada sonraki kitapların adını tahmin etmektir. Ve uzunca bir konuşurken adıdır roman, hem de karakteri hakkında artık daha - Luzhin Pyotr Petroviç. ilk söz Yani, Luzhin POTr Petrovich ... Kim o? Nasıl bir rol o F. M. Dostoevskogo'da tarafından ölümsüz romanında oynadığı? Bu ve diğer soruları "Roma F. M. Dostoevskogo yönettiği" Suç ve Ceza bu makalede cevaplandırılacaktır. Görüntü Luzhin " Sn Luzhin - en nahoş biri ama romanın tanınmış kahramanlar. Sadece bir soyadı değer bir şeydir! İlk defa okuyucu mektubunda Pulherii Aleksandrovny Raskolnikovoy oğul gıyaben ona haberdardır. Olumlu karakterize edilir o Dun, Raskolnikov genç kardeşi woo - Bir kız güzel, güçlü, kendine güvenen, zeki, asil, ancak herhangi Çeyizsiz. o ya da değil, ve kararlı insanların "bir feat" gibi. Tanrı'ya şükür, her şey ayarlanmıştı ince söylenti Dune gidin ama Ve son bir tatsızlık da. Yani şimdi zavallı kız kaderi onun içten müdahale - iki kez ustalık, en asil senet ve Tüm övgülerin. Ya onu gördü? tema, "Luzhin," Suç ve Ceza Devam " karakterin açıklaması" portre Çok "güzel ve sağlam bir yüz." Görünüyor Duruş "abartılı sıkı" şık giysiler, onun sahibi ne fazla ne eksik ve 45 yıl çaldı olmasına rağmen "ışık ve yunoshestvennyh ait" esas renkler,. Her zaman özenle taranmış sadece gri saçlı biraz saç, taze bir yüz ve kuaförde kıvrılmış Ancak, o genç görünüyordu. Genel olarak, o küçük insan eğitiminin izlenimi üretti, fakat zeki, güvenilirlik, güvenli, sonuçta iki yerde görev yapmış ve davasını açmak üzereydi - St. Petersburg bir kamu hukuku bürosu. Ama bu sadece görünüşte olduğunu. Ancak her sikke flip tarafı var. Luzhin de o oldu - küçük, ortalama, nafile, para canlısı, sinsi. Bu sadece ne kurnazdır ve safdil annenin kelimelerin rağmen Raskolnikof'u gördü. Luzhin, "Suç ve Ceza" Bir karakter damat Hakları Petersburg Luzhin vardıklarında Raskolnikof'u ziyarete gitti. O hayırsever duygusu ile ve yaptığı konuşmada gibi birçok tatlı övgü dinlemek için yapmacıksız arzusu ile eşiği geçti. Ona kötü bir şaka ile oynanan Sınırsız makyaj, aşırı özgüven, daha doğrusu, narsisistik,. yokluk içinde yükselmeye, "insanlara" yolunu Making onun görünüyor, onun zekasını, yeteneklerini hayran kullanılır ve bazen tek başına, o aynada yüzüne bakar noktaya geldi. Ve o paranın son derece düşkün. çalışmalarında veya başka yollardan elde Kendi, diğerleri, - kendi varlıklarını - Ana şey fark etmez. Sonuçta, onlar yaşıtları üzerinde yükselmeye ona yardım ve onun üstünde olanlar ile eşdeğer. Eh, ne bir "doğurgan" çoğu bu Duns üzerinde çöpçatanlığın zemin. Ama başka bir şey yoktu ... "Suç ve Ceza" teori Luzhin Bu teori Luzhin. O evlenmek istediğini beri Uzun, tüm para biriktirdim ama bekledi. Bekleme değil yerli ruh ve düzenli bir kız, güzel, eğitimli ve yoksul aşk değildir .... sözcük muhtemelen zaten onun ömür boyu birçok talihsizlikler ve sorunlar yaşanan bu kız, korktum çünkü, özel bir vurgu yaparak en derin gizli "kötü" ve dolayısıyla daha sonra onun teslim edene sonsuz minnettar. O ondan önce "priniknet", huşu içinde olmak her şeyde itaat ve sadece kendisine şaşıracaksınız olacaktır. her şey bir araya geldiğinde Sonra anı geldi. Başarılı kocası ve hatta itaatkâr köle eşleri - Orada bir devlet, ana hatlarıyla St. Petersburg yüksek bir toplum ele geçirmek iddialı planları olduğunu ve burada, ve Dünya - güzel, akıllı, ama kötü gelinin rolü için ideal bir aday ve gelecekte. Rüyalarında onun beden ve ruh egemendi ve aniden! Hayır! .. O bir "istifa" yapıldı. Ve kimden? eşiğin üzerinde koydular Rodion, - zayıf studentishki, kibirli acemi itibaren. O taşıyamadı. Bunun Uyazvlonny tüm öfkesi ve muazzam öfkesi toplandı ve bir top-intikam içine sıkılmış. Ve o değil bir yere gitmek ve istenen yönde dedi Sonia Marmeladov yanlış, kendisinin cebinde dikilen parayı çalmakla suçlandı. Luzhin ilgili Dostoyevski Yani Luzhin okuyucuların görülüyor zaten. "Suç ve Ceza" Bir karakter çok kısaca incelememiz sunulmuştur - Karmaşık işler. Onun karakterleri, tema ve sorunlar ilk bakışta göründüğü kadar kolay değildir. Çok özüne almak için, bir kitap okumak için yeterli değildir. Bu yararlı olabilir ve eleştirmenlerin eserlerini görmek ve yazarın notları bakmak olacaktır. Luzhin hakkında Fyodor Dostoyevski'nin roman taslak malzemeleri çok şey söylüyor. Çok küçük Coquetry için kendine aşık, içinde inanılmaz boşuna, ve dedikodu dayanılmaz bir tutkusu vardır Burada yazar, geleceğin karakterini açıklamak için. Diğer şeylerin, daha açgözlü ve bu Puşkin'in kahraman ile bazı benzerlikler vardır Arasında - Baron ortalaması. Her şey fonları hariç bozulabilir çünkü paraya Tutum putperestlik benzer. Bir kişinin parası var, o bunun üstüne, Bay altındadır! Ona göre hiç kimse saygısızlık saygısızlık veya ihmal gösterirdi. Yani, para saygı ve övgü ... Eh, yazar başlangıçta gördüklerini, o okuyucular önüne çıktı bu yüzden gereklidir. Suç Öncesi, Suç Sırası Ve Suç Sonrası Bir insanı tanımak için onu bütün olarak ele almak gerekir; yani bir davranışın ortaya çıkmasında kişinin biyolojik özelliklerinin, geçmiş yaşantılarının, o andaki içsel durumunun, içinde bulunduğu fiziksel ve toplumsal çevrenin etkisi vardır. İnsanın psikolojisi bunların birleşiminden oluşan bir bütündür. İnsan davranışı iklimden hormon düzeylerine kadar birçok kültürel ve kültürel olmayan faktörlerden etkilenir. Tabii ki başka koşullar da bunu etkileyecektir. Herhangi bir uyarıcı karşısında kişinin nasıl davranacağınıetki-tepki kestirebilmek için bu etmenlerin tümü hakkında bilgi sahibi olmak gerekir. Kişiler aynı uyarıcılara, çeşitli nedenlerle farklı tepkiler verirler. Algılar, duyu organlarına gelen uyaranların anlamlandırılmasıyla oluşur. Bir davranışın normal ya da anormal sayılması zaman ve mekâna göre değişebilir. Suçlu davranışının temelinde değişik faktörler yatabilir. İnsan davranışlarını, ailesi ve toplumla olan ilişkileri de etkiler. Suç, yasalarda yazılı olan ve yapıldığında ya da yapılmadığında karşılığında cezai yaptırım/müeyyide uygulanan fiillerdir. Bunlar yasaklanmış, kanunun cezalandırdığı fiillerdir. Bu fiilleri işleyene suçlu ve bu kişinin suç işlemeden önce, suçu işlerken ve suç sonrasını da kapsayan süreçteki bütün davranışlarının psikolojisine suçlu psikolojisi denir. Suçluluk psikolojisi daha çok bir suç işledikten sonra suçlu kişinin davranışlarında, yaşamındaki pişmanlıkları ve diğer davranışlarını kapsar. Bizzat suç işlememiş, ancak suçun işlenmesine bir şekilde sebep olmuş, önlem almamış, suç işlenirken gördüğü halde müdahale etmemiş, tanıklık yapmamış, ya da iftira atmış, tezvirat yapmış, sahte tanık olmuş… bu kişilerde de suçluluk duygusu oluşur. Suçluluk konusunda pek çok sebebi bir arada düşünmek gerekir. Bunun için insanın iç dünyası, fiziksel, ruhsal yapısı ve içinde yaşadığı aile, oyun oynadığı sokak, okul, akran grubu, toplumsal çevreyi de içeren bir ortak etkiler alanı düşünülmeli ve bir suçu inceleyip çözerken bunlar da göz önünde bulundurulmalıdır. Suçun unsurlarına baktığımızda. .Kanunilik ilkesi, suçun kanunda yazılmış ve tanımı yapılmış olması gerekir. .Maddi unsur ise fiilinsuçun gerçekleştirilmiş olması gerekir. .Hukuka aykırılıkta ise fiilin yapılmasına hukuk izin vermemesi anlaşılır. .Manevi unsurda ise kusur, kasıtplan aranır. Suç doğuştan mı? deneyimle mi? eğitimle mi? Suç olgusunun sebeplerini, suçluluğun altında yatan nedenleri ve bunları etkileyen nedenleri bilmek gerekir. Suç evrensel bir kavramdır, ekonomi, bilimsel araştırma, insan kaynağı gibi birçok alanda yer almaktadır. Suç ve suçluyla ilgili olarak hukuk, psikiyatri, psikoloji, kriminoloji gibi bilim dallarında bilim adamları araştırmalar yapmaktadır. Psikoloji insan davranışlarının altında yatan sebepleri araştıran bilimlerden biridir. Suçta bir çeşit insan davranışıdır ve şiddetle beraber görülür. Davranış, insan ve hayvanların gözlenebilen, ölçülebilen hareketlerinin tamamına denir. İnsanın gözle görülen davranışları ve bu davranışlara zemin hazırlayan gözle görülmeyen iç dünyaları ve dış dünyaları vardır. Psikoloji de işte bu iç ve dış dünyalarımızı inceler. İşlenmiş bir suçu incelerken suçlunun davranışları, ailesi, çevresi, okul durumu, medeni hali ve bu süreçteki sorunları incelenir. Böylelikle suçlunun psikolojik profiline de ulaşılır. Suçlunun psikolojik profili suç öncesi, suç sırasında ve suç işledikten sonraki davranışlarının tamamının örüntüsüdür. Riskli bir kişilik mi, değil mi? Suç işleme bir bakıma topluma, kurallara, kanuna… başkaldırıdır. Suçlu işlemiş olduğu suçuyla bizden biri olmadığını, toplumdan biri olmadığını tamamen karşı olduğunu “karşı” da, ötede bulunduğunu ve ötekileştirilmiş olduğunu göstermektedir. İçsel yaşantımız suç işlemede etkindir. Peki, içsel yaşantımız nasıl oluşur? 1- genetik, 2-aile, 3-çevre, 4-okul, 5-rol model, 6-eğitimhangi işi yapıyorsa onun eğitimi ve eğiticisi, öğrenci-öğretmen, usta-çırak, anne baba-çocuk. İnsan aile, çevre, okul ve çevresi, akran grubu, etkileşim ve iletişimde bulunduğu diğer kişiler, usta çıraklık durumu ve zaman ile yaşı büyüdükçe kişiliği tamamlanır. Ailede, çevrede, okul ve çevresinde suç işlenecek ortam ve suçta kullanılacak malzeme, alet var mı? İnsanın içindekiler duyguları, düşünceleri dışarıdakilerle etkileşime ve iletişime geçince davranış meydana geliyor ve içindekiler dışarıya çıkıyor. Çocukların, içinde yetiştikleri bir ortamı davranışlarında yaşamaları ve yansıtmaları çok doğaldır, “çocuk ailenin aynasıdır” sözü de aynı gerçeği vurgular. Kişinin kendine ve yaşama bakış tarzının temelleri çocuklukta atılır… Bireyin yaşamla kurduğu ilişkinin, kendisiyle kurduğu ilişkinin bir yansımasıdır.cüceloğlu,2010 “Çocuktan al haberi” sözü, burada çocuğun içinde yetiştiği ortamı onun davranışları yolu ile tanımamız anlamın da bir ipucudur. Her suçlunun- ki aynı suçu işleseler bile- suç işlemesinin altında yatan nedenler farklıdır. Farklı kişilik örgütlenmeleri ve farklı suçlar, bunların benzerlikleri vb incelenmelidir. Burada hem kişilik örgütlenmesi ve hem de suçlunun içerisinde bulunduğu ruhsal durumun tespiti de önemlidir. Suçlunun suç işlemedeki nedenleri irdelenmelidir. Kişilik örgütlenmesi bir bütündür. Suçlu kişinin özellikleri her yönüyle bilinmeli ve değerlendirme ona göre yapılmalıdır. Özellikle kadınlar çocuklarının yaramazlığını, inatçılığını ya da kendi isteklerinin çocuklarınca kabul edilmesi için Bak seni polise veririm!, bak polis amca kızar, hemşire iğne vurur sana!, yaramazlık yaparsan seni öcüye veririm, diline biber sürerim…’ gibi sözlü korkutmalarla çocukları polis, iğneci hemşire ya da doktor vb ile korkutarak hizaya getirir, yaramazlık yapmalarını engellemeye çabalar. Bu korkutucu terbiye ile çocuğun bilinçaltını kızan ve korkutan polis, iğneci hemşire, doktor, öcü korkusu ile doldurup besleriz. Çocuk kamera gibidir, gördüklerini, duyduklarını yüreğine, beynine kaydeder. Bu korkutmalar yoluyla çocuğun yüreği ve beyni korkuyla ezilir ve titrer. Çocuk başına direnecek değil ya. Büyüyünce de bir hata yapan çocuk bu dış otoriteler karşısında gereksiz yere bir mahcubiyet ve utanç duyar. İşte Ebeveynler küçükten beri çocukları dışarıdanaile dışından bir otorite ile korkutarak disipline etme ve eğitme yolunu tercih etmekte ve bu yolu kullanılarak çocuklar büyütülmektedir. Absürt bir çocuk eğitme hali. Bu anlamda ebeveynlerin eğitimi çok gerekli ve kaçınılmazdır. Çocukluğu boyunca defalarca aynı korkutma sözlerini duyan çocuğun yüreğine ve bilinçaltına olumsuz polis imajı yerleşir ve adeta hipnoz edilmiş gibi olur. Bu tür sözler toplumda yaygındır. Hatta “Allah, kur’an çarpar, Allah cezalandırır” gibi korkutmalar da sıklıkla kullanılmaktadır. Sanki toplumsal bir hipnoza tabi tutuluyoruzBilinçaltı=şuuraltı oluşturulması. Korkutulduğumuz kişi ya da nesneyle baş başa kalınca ne yaparız? Örneğin ateş yakar bu bilgilendirme duyarak, görerek ve dokunup hissederek öğrenilip bilinçaltına yerleşir. Ateşe elimizi değemeyiz, değersek yakar, bu korkuyu gidermenin bir yolu da ateşi söndürmek yani yok etmektir. Suyu dökersiniz ve ateş söner. Peki korku nesnesi olarak bilinçaltımıza sokulan ve dışarıdaki otorite olan kızan ve korkutan polis, iğneci hemşire, doktor.. Bunları ne yapacağız? Onları da mı yok edeceğiz? Korkudan doğan gizli huzursuzluk, güvensizlik ve kinin belirli bir zaman sonra önemli sonuçları olacaktır. Araştırma sonuçlarına göre çocuk doğduğundan sonra 2 sorunun cevabını aramaktadır. 1- Güvende miyim? 2- Kabul ediliyor muyum? 3- Sahipleniliyor muyum? Doğumu takiben kabullenilmeyen, cami ve hastanelere, otobüs durakları ve yol kenarları gibi yerlere bırakılan, terk edilen bebekler güvende değildir ve sahipsizdir; ta ki devletimizin koruması altına alınana kadar. Freud’a göre insanın ruhsal hayatının temelini şuuraltı oluşturur. Şuuraltını meydana getiren çocukluktan itibaren var olan cinsiyet içgüdüsü ile benlikego duygusu arasındaki çatışmada idin ego tarafından bastırılması, itilmesi ve birikmesidir. Bu birikme iç dünyamızda patlamaya hazır potansiyeldurul güç bir enerji meydana getirir. Bu itilme niçin meydana gelmektedir? Libidonun, yani içgüdülerin amacı tatmin olmaktadır, çünkü bunlara hâkim olan zevk prensibidir. Zevklerimizi ne kadar ötelersek, bastırırsak yani engellersek bir gün mutlaka yaşanmak isterler. Libido, enerji, hayati bir hamledir ve sadece cinsel içgüdüyle sınırlı değildir. İnsandaki saldırganlık içgüdüsü, kişiyi suç işlemeye iter, suç topumun koyduğu sosyal kurallara karşı gelmektir. Suç işleyen kişi, kolay yoldan işini halletmektedir. Hırsızlık, dolandırıcılık ve kaçakçılık gibi. Çalışmadan para elde eder. Ya da mahkemede hakkını aramak yerine karşı tarafa saldırır, yaralar, öldürür. Suçlunun içindeki kin ve nefreti tetikleyen, ateşleyen ne? Yani ateşleyici, tutuşturucu, ilk kıvılcım ne? Suç işlemenin tek, basit bir nedeni yoktur. Bardağı taşıran son damla yani suç işlememek için kişinin artık kendini tutamaması halidir. Burada bardak beden, taşan ise öfkedir. “Artık dayanamıyorum, patlamak üzereyim…” derler. İnsanların “sabır ve tahammül sınırları”nı zorlamış, “o dayağı yemek” için elinden gelen her şeyi yapmıştır!.. Sabrın da bir sınırı vardır. Sabır eşiği yüksek kişilerde öfke birikmesi olur sabırlı öfke, sabır eşiği düşük kişilerde ise saman alevi gibi en ufak bir olumsuzlukta bile öfke kabarması ve taşması birlikte görülür duygusal öfke,dürtüsel öfke. Bu durumda öfke yaşanan süreçte bir sonuçtur, öfkenin altında yatan nedenler ise, hasetlik, kıskançlık, çekememezlik, megalomani tavırkendini beğenme, büyüklenme ve gösteriş, gurur ve kibirli olmaktır. Suç işlemede kişinin kendisi ve etkileşim halinde olduğu çevrenin, toplumun, kültürün etkileri vardır. Su konduğu kabın şeklini alır. Örneğin çevresinde, işyerinde, ailesinden dışlanan ya da buralara uyum sağlama sorunları yaşayan kişiler suç işlemeye daha meyillidirler ve bu kişilerin dışlanma ve uyum sorunu davranış bozukluğu/uygunsuz davranışları olduğu gibi bu dışlama da uygunsuz davranışları geliştirmeyle sonuçlanabilir. Yani toplumda kabul görmeyen ve çevresine uyum güçlüğü yaşayan bireyler suç işlemeye ve uygunsuz davranışlar geliştirmeye daha yatkın olabilmektedir. Yani dışlanma ve uyum sağlayamama, eğer tedbir alınmazsa bir suç işleme nedeni olabilir. Suç ve suçluları incelerken yaşadığı çevre, göç var mı, yaşadığı çevredeki kişiler, bunlarla etkileşim ve paylaşım var mı, rol modeli kim, çocukluk, ergenlik, yetişkinlik, yaşlılık dönemleri nerelerde geçmiş, o zamanlarda yaşadığı veya/ ya da tanık olduğu bireysel ve toplumsal bir ya da birkaç olay var mı, travma var mı, haksızlığa uğramış mı, hakkını nasıl almak istiyor, kanun yoluna mı gidiyor yoksa kanunsuz yola mı gidiyor, suç işlemeyi hak kazanmada bir çözüm yolu mu görüyor eğer böyle görüyorsa suç devamlılık gösterir. Suçu bu saik ile mi işliyor, varoş ya da şehir merkezinde mi yaşamış ya da yaşamakta mıdır? Çocuk suçlularda ailenin etkisi, çevrenin etkisi, okul ve okulun bulunduğu mahallin etkisi önemlidir. Çocuk suçluluğunda çocuğun sosyalleşmesi, sosyalizasyonutoplumsallaşma süreci, eğitim ve denetimi önemlidir. Suçu önleyemezseniz bu kişi suçlu, gelecekte bir suç makinesine dönüşebilir. Çocuk suçu ne için işliyor? Fizikselaçlık, susuzluk ihtiyaçları için mi, duygusal ihtiyaçlar için mi, ailesini istismarını ifşa etmek için mi? Yani çocuk suçu ne aracı olarak kullanıyor bunu anlamak lazım. Çocuklar suçu öğrenirler, suç aynı zamanda öğrenilen bir davranıştır. Suçlu davranışları ve altında yatan sebepleri araştırırken buna da dikkat edilmelidir. Halk arasında adamda “deli kuvveti” var, sözü söylenir. Bunda söz konusu kişinin güçlü, kuvvetli olduğu anlatılmaktadır. Bu deli kuvvetinin oluşmasına baktığımızda kişi yediği gıdaların kalorisini vücudunda biriktirir, bunları cinsellik, spor, bedenen çalışma ya da zihnen çalışma gibi planı, hedefi gibi faaliyetleri olmadığından harcamaz. Deli deyip geçmemek lazım. Deliakıl hastalığının zirve yapmış hali olarak nitelendirilen bu kişilerin yaşlarının gereği yaşamaları gereken cinsel yaşam yoktur, bir işte çalışıp üretmeyi, kazanmayı, gelecekle ilgili tasa ve kaygıları, yaşam gaye ve meşgaleleri gibi enerjilerini harcayacakları herhangi bir fiziksel ve zihinsel aktiviteleri yoktur. Hal böyle olunca da yedikleri besinlerin verdiği enerji vücutta harcanmadan kalmakta, enerjileri daima kendilerindedir ve emsallerine göre çok daha güçlü olmaktadır. Seri katillerde de buna benzer bir durum vardır. Bir insanın boğazını elle boğarak öldüren katilin el ve bileklerine baktığımızda halk dilinde “tokaç gibi” denilen kalın kaslı güçlü bilekler ve kavrayan sert elleri görürüz. Yine tecavüz olayında da mağdurelerin anlatımlarında saldırganın el ve bileklerinin yukarıda tarif edilen şekilde olduğunu görürüz. Mağdurun anlatımları ve olayın akışına bakarsak çok kallavi beden yapısı olan zebellah gibi bir erkeği bekleriz oysa bazen çok tersi bir erkek de olabilmektedir ve saldırganı görünce “buna mı gücü yetmemiş bir sıkımlık canı var” derler. İşte saldırgandaki “deli kuvveti” olarak tarif edilen birikmiş enerjinin varlığı saldırı esnasında ortaya çıkmaktadır. Bu da saldırganı, normal insandan daha güçlü gösterir. Bu hem psikolojik hem de fiziksel bir güçlülük halidir. Saldırgan hedefine tam odaklanmakta ve kuvvetini hedefine tam aktarmaktadır. İnsanların işlevselliğinin üç ana psikolojik boyutu vardır. Bunlar düşünceleri, duyguları ve davranışlarıdır. Bu üç alan birbiriyle ilişki içindedir, birinde olan bir değişiklik çoğu zaman diğer ikisinde de bir takım değişikliklere yol açar. Dolaysıyla insanlar bir olay hakkında düşünme biçimlerini değiştirirlerse, büyük bir olasılıkla bu olay hakkında ne duyumsadıklarını ve bu olaya karşı gösterdikleri davranışsal tepkilerini de değiştirirler. Davranışlarımızdaki değişiklikler benzer bir biçimde düşünme biçimimizde de değişikliklere yol açar. Söz gelimi, yapmaktan koktuğumuz bir şeyi bir kez yaparsak artık ondan korkmayabilirizKöroğlu,2005. İlk suçu işleyen bir kişi 2. ve devamında suçları korkmadan işler ve artık bir defa yol açılmıştır yani korku duvarı bir kere yıkılmış bulunmaktadıryol olmuştur ve devamı da gelecektir. Öldürme cinayet olaylarına bakıldığında öldürülenlerinmaktül yakınlarından aldığımız bilgilere göre genelde anti-sosyal kişilik bozukluğu özellikleri gösterdiğini, buna karşın öldürenlerinkatil ise genelde narsisistik kişilik bozukluğu özelliklerini gösterdiklerini söylenebilir. Psikopatların düzenin kurallarına uymayan, sistemi bozan tipler olması nedeniyle düzenin sahipleri tarafından cezalandırılmaları olasıdır. Öldürme bir bakıma cezalandırma hatta en ağır cezalandırmadır. Narsisistler megaloman yapılarını korumak için, ona buna kafa tutan, sistemini bozan psikopatı öldürür. Psikopatlar çabuk öldürülengenelde genç yaşta tiplerdir. Güvenlik hizmetinde çalışan psikopatların ömrü ise çalışmayanlara göre uzundur. Meslektaş dayanışmasıgrup koruması, grup dayanışması, meslektaş koruması ve kanunlarla korunması kurumsal dayanışmayı bozmayalım, ayıp olur diye benzeri gerekçelerle onu savunması, bu sistem içindeki psikopatlara yaklaşmayı, ilişmeyi, yaptıkları kural ihlalinin hesabını sormayı ve cezalandırılmalarını güçleştirmekte hatta imkânsızlaştırmaktadır. Eğer bu meslektaş dayanışması ve güvenlik sistemi dışında olsalardı düzene kafa tutmalarının hesabı ve cezalandırılmaları çabuk olurdu. Suçluların davranışları ve bunların nedenlerini bilirsek bunların üzerine gidilirse bir sonraki suçun ya da suçların işlenmesini önleriz ya da önlemeye çalışırız. İnsanlar kötü alışkanlıklara sahip kişiler olarak doğmadıkları gibi başlangıçta herhangi bir iyi alışkanlığa da sahip değillerdir. O halde, insan iyi veya kötü her türlü alışkanlıklarım çevresinden kazanmakta ve geliştirmektedir. İnsan iyi bir gözlemcidir. Çoğu kez çevresi tarafından kabullenilen ve çoğunluğun tasvip ettiği davranış ve hareketlere yönelir ve tasvip edilmeyenlerden de kaçınır. Şu halde, öğrenmede, insana çevresi iyi bir örnek olmakta ve onun davranışlarına rehberlik etmektedir Kesik, 2014. Yani başlangıçta suç ve suçlu yok, üstelik saf, temiz ve masumlar. Toplumsal kurallar ve kanunların yanı sıra suçu önlemenin bir yolu da vicdan gelişimini sağlamaktır. Suçluyu olayın sonucuna göre değerlendirmenin yanında asıl değerlendirme olayı/suçu ortaya çıkaran nedenleri değerlendirmek, bilmek gerekir. Suçlu üzerine yapılan çalışmalarda bu esas alınmalıdır. İnsan psikolojisi büyüme ve gelişme dönemlerinde aile ve toplumdaki ahlaki, kültürel vb. değerleri içerir. Kişinin içselleştirdiği bu değerler onun kimliği ve kişiliğini oluşturmada işe yarar. Kimlik ve kişilik ise kişinin dışarıdan görünüşü ve tanınmasına ve tanımlanmasına yaradığı gibi kendini tanımasını da sağlar. Kişinin içselleştirmediği değerler dışarısında kalır ve bir anlam ifade etmez. Toplum ve ailenin çok yüksek anlam, nitelik ve nicelik yüklediği değerleri kişi içselleştirmezse onun için bir anlam ifade etmez. Bu içselleştirilen değerler kişinin motivasyon kaynağı da olur. Örneğin bir kişi para ile motive olurken diğeri milli bayrak ile motive olabilir. Bu tamamen içselleştirilen değerlere bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” şeklinde bir atasözümüz vardır. İnsanın psikolojisinde “yaşatma” yönünün de gelişmesi gerekir. Buna bir anlamda “vicdan” denir. Vicdan gelişimi tamamlanmışsa yani aksama olmamışsa kişi sapma/suç davranışı göstermeyecektir. Vicdan gelişimi tamamlanmamışsa yani aksama olmuşsa kişi sapma/ suç davranışı gösterecektir, bu kaçınılmazdır. Bu aksama kişinin kişiliği ve kimliğinde de ortaya çıkmaktadır. Davranışlarımız ve bütün davranışlarımızın örüntüsü olan yaşantımız bir anlamda da kişiliğimiz ve kimliğimizdir. Kişi sapma/suç davranışı gösteriyorsa içselleştirilen değerler az demektir. Bu durum vicdan eksikliğine işaret eder. Vicdan eksikliği ise başkalarının haklarını yok sayma yani haksızlık etme ve yaşatmama gibi kişinin çıkarını düşündüğü eylemlerle kendini gösterir. Diğerleri/ötekiler kişinin umurunda değildir ve ilgilendirmez de. Önemli olan kişisel çıkarıdır. Sapma/suç davranışı gösteren kişi için hırsızlık, öldürme, yaralama, gasp vb. normal bir olay olarak yapılırken, bize göre ise bunlar sapma/suçtur, günahtır, ayıptır, ya da şiddet davranışlarıdır. Bu tamamen içselleştirilen değerlere göre anlam kazanır ya da anlam ifade eder. Sapma/suç davranışı içselleştirdiği değerlerini değişik nedenlerle yitirmiş kişilerde de ortaya çıkabilir. Bu durumlarda ortalık gaspçı, psikopat, hırsız, katil, pedofili vb ile dolacağı kaçınılmaz olacaktır. Sapmanın/suçun önüne geçilmezse bunlarsuç ve suçlular toplumun yeni değerleri olur ve rol model yoluyla kişilerin psikolojisinde yer almaya başlar. Sapma/suç davranışını gösteren yani suç işleyen kişi açısından baktığımızda ise bir öğretmen ile bir doktor ya da bir mühendis ile işsiz ya da gazeteci ile polis arasında bir fark yoktur. Olay yeri bizim kelimelerle ifade etmeye çalıştığımızdan daha çok bir anlatım, ifade etme ve yansıtma yapar. Bir resim tablosu vardır ve bu resim bize ne demektedir? İşte bunu bizim anlamamız ve anlamlandırmamız gerekir Her suçlunun kendine has bir suç işleme yol ve yöntemi vardır. Bu yol ve yöntem bir suçluyu diğerinden farklı kılar ve bizim de suçluları birbirinden ayırt etmemize yarar. Suç soruşturmacıları ve kovuşturmacıları buna İmza demektedir. Bu işaret suçlunun olay yerinde bıraktığı ve genel karakter taşıyan izidir. Bu işaret suçlunun psikolojisini ve kişilik yapısını tanımamıza yarar. Aynı zamanda işlediği suçlarda da ana karakterdir. İmza sizin kendinize has olup, sizin diğerlerinizden ayırt edilmenize yarar. Suçlu işlediği suçunda içindekini dışa yansıtmaktadır. Bunu suç yerindeki imzasından anlayabiliriz. Suçun yaşı yoktur, ancak suçlanmak için bir yaş sınırı vardır, insan hayatının her yaşında suç işleyebilir. Suçlunun imzası ile onun iç dünyasına uzanabilir, imzasını yorumlayabiliriz. İmzada kişinin iç dünyasındaki duygularını okuyabilmeliyiz. Örneğin, her kasa hırsızının kasa patlatması/açması tekniği kendine hastır diğer kasa hırsızlarının tekniğinden farklıdır. Suçlular işledikleri suçlarla bir mesaj verir. Hırsızın elini kesmek, tecavüz etmek, cinsel organını kesmek, ağzına cisim sokmak, saçlarını kesmek… Bunlar suçlunun imzası olarak değerlendirilir ve önceden işlenmiş suçlarla uyumlarına bakılarak diğer suçlarla bir ilgisi, irtibatı, ilişkisi var mı o anlaşılmaya çalışılır; suçlunun psikolojik profili, kişilik özellikleri tespit edilir ve kim tarafından işlendiğine yani faile ulaşmakta işe yarar. Durulma dinlenip kendine gelme süreci döneminde saldırgan harcadığı enerjiyi yeniden kazanma, biriktirme, depolama gibi faaliyetler vardır. Enerji depolanır, beden dinlenir, zindeleşir, psikolojik ve fizyolojik yorgunluğu kas ve sinir yorgunluğu gider, ve bir sonraki eylem için hayaller kurulup içinde bir istek uyandırıp planlar geliştirilir. Adı üstünde bir soluklanma, teneffüs, mola gibi bir süreçtir durulma dönemi. Suç her zaman olacaktır. Her toplumda münafıklar, soytarılar, hainler, provokatörler, hırsızlar, gaspçılar, röntgenciler, katiller, pedofililer gibi tekil kriminal kişiler vardır ve bundan sonra da olacaktır. Bu kriminal kişilerin yaptıkları olaylar nedeniyle toplumu hastalıklı olarak görmemek gerekir. Ancak suç işlemekten caydırmak, suç işlenmesini önlemeksuçun önünü almak ve suçluyu uslandırmak için eğitim, rehabilitasyon ve cezaları istisnasız uygulamak gerekmektedir hatta mecburidir. Bu bir zihniyet olmalı ve asla şahıslara bağlı kalmamalıdır. Kaynakça - Atabek, E.2014 erdalatak Cumhuriyet Gazetesi. -Bolat, Ö.2014. ozgurbolat -Canter, D.2011. Suç Psikolojisi,İmge Kitabevi, Ankara,çevA. Dönmez, Başer, -Cüceloğlu,D. 2004 .İçimizdeki Çocuk, İnsan ve Davranışı, Remzi kitabevi, İstanbul. - Cüceloğlu,D. 2004. İnsan ve Davranışı, Remzi kitabevi, İstanbul. - Erdoğan, L.2014 Yeni Akid Gazetesi. -Doğan,Ö.2007. Din Bilimleri, Editör, Basımevi, Ankara. -Erem, F.1997. Adalet Psikolojisi, Adil yay. -Femset Felsefe Grubu, 2013. İstanbul. -Fırat, E.1982. Şahsiyet Gelişiminde Tövbenin FonksiyonuDoç. Tezi, Ankara. -Giddens, A.2008. Sosyoloji, Kırmızı Yay. İstanbul, Çev. Komisyon. -Kesik, A2014, Üst kademe Yöneticilik Ders notları, Ankara. -Köroğlu,E.2005.Düşünsel Duygulanımcı Davranış Terapisi, Hyb yay. Ankara. -Levinson,H. 82008.Liderlik Psikolojisi, İşbankası yay. İstanbul -Odağ,C.1999.Nevrozlar-1, H. Odağ Psikanaliz ve psikoterapi İzmir. -Öğel, K.2009.99 Sayfada Uyuşturucu ve Gençlik, T. İş Bankası stanbul. -Topkara, M.2011.İlişkilerin Psikolojisi, Karma Kitaplar,İ stanbul. -Tüzün, E.2006. Suçun Psikolojisi, Sabah’la Günaydın, Sabah Gazetesi. -Yapıcı, A.1997.İslamda Tövbe ve Dini Yaşayıştaki Rolü, Beyan Yay. İstanbul. -Çocuk ve ergene yönelik şiddet sempozym mayıs 2006, editör kitap, Ankara. Haberler > Gelmiş Geçmiş En Karizmatik 30 Roman Karakteri - 1725 - 1726 Elbette sizin dediğiniz de olmalıydı, tabii ki onu da unutmamalıydık ama maalesef yerimiz kısıtlı. Gönül ister ki tüm karizmatik roman karakterlerini burada toplayalım ama olmuyor işte. Sizler için 30 tanesini seçmeye gayret ettik. 1. Rodion Romanoviç Raskolnikov Fyodor Mihailoviç Dostoyevski'nin 'Suç ve Ceza' adlı romanının baş karakteridir. Hukuk öğrencisi bir katildir. İnsanlarda türlü türlü duygular uyandırır ve bir kere tanışıldıktan sonra kendisini asla unutturmaz. Kitap boyunca düşündükleriyle insana sürekli bir şeyleri sorgulatmasıyla meşhurdur. 2. Nastasya Filippovna Fyodor Mihailoviç Dostoyevski'nin 'Budala' romanındaki esas kadın karakterdir. Gururun bir kadına neler yapabileceğinin, onu nasıl bir hale getirebileceğini gösteren, insanı bunalımlara sürükleyen karanlık karakteridir. 3. Meursault Albert Camus'nün 'Yabancı' adlı kitabının hiçbir şeyi iplemeyen baş kahramanı. Onun için idam edilmekle, idam kararının verildiği mahkeme salonunun çok sıcak olması arasında hiçbir fark yok. 4. Kayra Hakan Günday'ın 'Kinyas ve Kayra' kitabının kahramanı. '..evet, kayra çok iyi bir yazar olabilirdi. eğer bu kadar nefret etmeseydi mürekkepten ve bu kadar uyumasaydı...'' 5. Hayri İrdal Ahmed Hamdi Tanpınar'ın 'Saatleri Ayarlama Enstitüsü' romanının baş karakteri. Arada kalmış, silik, yerine kim olsa olurdu diyebileceğiniz bir karakter, ama anlatılmak isteneni ondan güzel verenini bulmanız da imkansız. 6. Aleksey Fyodoroviç Karamazov Fyodor Mihailoviç Dostoyevski'nin 'Karamazov Kardeşler' romanındaki, Karamazov kardeşlerin en küçüğü. Belki kitapta en az bahsedileni ancak Dostoyevski'nin de dediği gibi; 'Aleksey'in değerini bilemeyebilirmişiz, ama biraz daha emek ve dikkat vermeliymişiz aleysey'e'. 7. Raistlin Majere 'Ejderha Mızrağı' serisinde, seveni kadar sevmeyeni de çok olan ama karizmasını herkesin kabul ettiği esaslı büyücü karakter. 8. Jean Baptiste Grenouille Patrick Suskind'in 'Koku' isimli eserinin koku alma yetisi aşırı derecede gelişmiş baş kahramanıdır. Raskolnikov'dan sonra insanların aklında yer etmeyi başarmış, kokusuz karakterdir. Belki dünya üzerindeki en orijinal intihar şeklinin de sahibidir. 9. Yevgeniy Vasilyiç Bazarov Turgenyev'in 'Babalar ve Oğullar' kitabındaki, nihilist karakter. 'bir kadın hoşuna mı gitti, hemen onu elde et. olmadı mı? o halde bir daha onu düşünme, dünyanın sonu değil ya!', 'insan her şeyi anlayabilecek kapasitededir; hatta meltemin esişini, güneşteki oluşumları bile... fakat bir başkasının, neden burnunu başka türlü sildiğini bir türlü anlayamaz.' gibi laflarla hafızalarımızda yer etmiştir. 10. Henry Chinaski Charles Bukowski'nin eserlerinin birkaçında 'kendime saydırırken işime yarıyordu' diyerek kullanmış olduğu takma adı. Şehirden şehire, kadından kadına, şişeden şişeye bir nesin sen tanrı aşkına?-Güzelim. ben bir dahiyim. ama bunu benden başka bilen bilen kişidir. 11. Oblomov Ivan Goncharov'un aynı isimli kitabının baş karakteridir. tembellik ve boş vermişliğin sembolü olmuştur. 'Hayır, insan istediği gibi yaşayamaz, doğrudur. yoksa insan en derin zekanın bile içinden çıkamayacağı bir çelişmeler karanlığına düşer. bir gün bir şeyi istersin, ertesi gün tutkuyla, ölesiye ona bağlanırsın, daha ertesi gün onu istediğinden utanırsın, arzun yerine geldiği için hayata lanet edersin. işte insan hayatta kendi istediğinin peşinden serbestçe giderse böyle olur. bastığımız yeri yoklayarak yürümeliyiz; bazı şeylerden gözlerimizi çevirmeliyiz, mutluluk hülyalarına kapılmamalıyız, mutluluk elimizden kaçarsa isyan etmemeliyiz; hayat budur işte...' 12. Tyler Durden 'Dövüş Kulübü' kitabının, aydınlanmanın bir yolunun da dibe vurmaktan geçtiğini fark etmiş olan karizmatik karakteri. 'Umutlarımı bıraktım, özgürleştim', 'sahip olduklarımız bize sahip olmaya başlıyor' gibi büyük sözlerin sahibi. 13. Aylak Adam Yusuf Atılgan'ın aynı isimli romanını kahramanı. Her şeye 'karşı' duran,'karşı' çıkan,'karşı' olan, sıradanlığa, tekdüzeliğe, alışılmışın kolaycılığına hiç katlanamayan, hem farklıyı, hem doğruyu arayan, bir ismi bile olmayan ve yazarın 'c.' dediği bir adam... zor bir karakter, zor bir yaşam. 14. Sherlock Holmes Sir Arthur Conan Doyle tarafından yaratılmış İngiliz dedektif. Yardımcısı Watson ile en zor olayların bile üstesinden gelir. 'imkansızları ele, geriye gerçek kalır' yaklaşımını benimsemiş, karmaşık bir o kadar da anlaşılır karakter. 15. Maria Puder Sabahattin Ali'nin 'Kürk Mantolu Madonna' romanında Raif Efendi'nin bir resim galerisinde tablosunu görüp aşık olduğu ve hayatının anlamını yüklediği kadın karakter. Herkesin ucundan kıyısından hayal ettiği aşkın kadını.“Artık Maria Puder, yaşamak için kendisine kayıtsız ve şartsız muhtaç olduğum bir insandı. Bu his ilk anlarda bana da garip geliyordu. Bu yaşıma kadar mevcudiyetinden bile haberim olmayan bir insanın vücudu birdenbire benim için nasıl bir ihtiyaç olabilirdi? Fakat bu hep böyle değil midir? Birçok şeylere ihtiyacımızı ancak onları görüp tanıdıktan sonra keşfetmez miyiz?.. 16. Roland Deschain Stephen King'in 'Kara Kule' serisinin kahramanı, müthiş silahşoru. Stephen King'in yaratırken Clint Eastwood'dan esinlendiğini söylemiş olması sanırım karizması konusunda size bir fikir verir.“önce gülümsemeler gelir, ardından yalanlar, ve sonunda silahlar.” 17. Albay Aureliano Buendia Gabriel Garcia Marquez'in 'Yüzyıllık Yalnızlık' adlı romanında yer alan, en akılda kalıcı kahramandır. Giriştiği 32 silahlı ayaklanmanın hepsini kaybetmiş olmasına karşın kahramandır. Davasına inanmışlığıyla, kahramanlığıyla ve umutsuzca sevmesiyle gönlümüzde taht kuran karizmatik karakterdir. 18. Christian Grey 'Grinin Elli Tonu' üçlemesinin ana erkek karakteri. Genç, yakışıklı, zeki, zengin, iş sahibi, kontrol manyağı, farklı zevklere sahip; esas kız Anastasia ile beraber tüm dünyada fenomen olmuş bir beyefendi... Adam sapkın bir sapık olsa da sevmesini biliyor dedirtendir aynı zamanda. 19. Jason Bourne Robert Ludlum'in 'The Bourne İdentity', 'The Bourne Supremacy' ve 'The Bourne Ultimatum' üçlemesinin kahramanı, roman dünyasının en iyi ajanıdır. James Bond'dan üç kat daha iyi ajan, 5 kat daha karizmatik biri olmasıyla meşhurdur. Jack Bauer ve James Bond gibi onun da ismi J. B. kombinasyonuna sahiptir. 20. Mr. Darcy 'Aşk ve Gurur' romanının baş kahramanıdır. Başarılı, romantik, yakışıklı ve bunun gibi mükemmel özellikleriyle özellikle kadınların gönlünde taht kurmuş ideal sevgili tipidir. 21. Edmond Dantes Alexandre Dumas'nın 'Monte Cristo Kontu' kitabındaki zengin, kültürlü, karizmatik kendini intikama adamış kahraman. Kendisi erdem demektir, sabır demektir, güç demektir, intikam demektir. 22. Selim Işık Oğuz Atay'ın 'Tutunamayanlar' kitabının baş karakteridir. Ağzından; 'Güldükleri zaman sevinçli, ağladıkları zaman kederli oldukları sanılacaktır.''Hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkan var mıdır?''Hayatınızda bir daha belki hiç görmeyeceğiniz bu adamın sizi hiç unutamayacağını biliyor musunuz?''Sonunda birbirlerini hoş görseler de beni affetmezler. sonunda herkes beni suçlayacak bir sebep bulur.' gibi cümleleri duyduğumuz, karizmatik karakterdir. 23. Marla Singer 'Dövüş Kulübü' kitabının en can alıcı, en karizmatik karakterlerinden biridir. Kendisi için 'eğer bir tümörüm olsaydı adını Marla koyardım' denilebilecek, kadınların ne kadar tehlikeli olabileceklerini bir kez daha kanıtlamış olan karizma abidesi karakterdir. 24. Lisbeth Salander Stieg Larsson'un 'Milenyum Üçlemesi'ndeki karizmatik karakter. Fotografik hafızalı, üstün zekalı, 9 dövmeli, sosyopat, biseksüel, hacker. Anoreksik görünümlü ama boks yapar. Çılgın motor kullanır harika kılık değiştirir. Polisten , otoriteden ve özellikle psikologlardan nefret eder. 25. Nicholai Hel 'Şibumi' romanının esas oğlanıdır. Şizofrenik transandantal meditasyonun yaratıcısı... muazzam algılama ve yer değiştirme kapasitesine sahip... Şibumi, Samuray... sınırlarda gezen roman karakteri. Kendisini tanıdıkça başaramayacağı hiçbir şey olmadığına inanmaya başlarsınız. 26. Küçük Prens Saint-Exupéry'nin aynı adlı romanının kahramanı.'Büyükler hiçbir şeyi tek başlarına anlayamıyorlar, onlara durmadan açıklamalar yapmak da çocuklar için sıkıcı bir şey oluyor doğrusu...' diyecek kadar karizma sahibi.'Unutma, dedi tilki, gülün için harcadığın zamandır gülünü bu kadar önemli yapan. - Gülüm için harcadığım zaman... dedi küçük prens, hatırlamak için...' 27. Tuna Buket Uzuner'in 'Kumral Ada Mavi Tuna' kitabının kahramanı. Ada'nın kendisine 'sen hiç kimsenin olamayacağı kadar çok şeyimsin benim...' dediği karizmatik karakter. 28. Gregor Samsa Franz Kafka'nın 'Dönüşüm' adlı başyapıtının ana karakteri. Çıkar dünyasındaki yalnızlığı ve ezikliğini böceğe dönüşümüyle ifade eden karizmatik, bunun yanı sıra ruhundaki mutsuzluğu, zavallılığı, ezilmişliği gözle görülür hale getirmek için böceğe dönüşmekte bir beis görmeyen karakter. 29. Genç Werther Goethe'nin 2 haftada tamamladığı mektup roman türündeki unutalmaz eserinin acılar içinde kıvranan kahramanı. Kafanızdaki aşk tanımını yerle bir eden, sizi kendi aşkının içine çekmeye çalışan karakter. 30. Sirius Black Harry Potter serisinin en karizmatik kahramanlarında, Harry Potter'in vaftiz babası karakter. Ayrıca serinin en sevilen, en hayranlık duyulan, en karizmatik, en, en, en... karakteridir. Bonus Uzun İhsan Efendi İhsan Oktay Anar'ın 'Puslu Kıtalar Atlası', 'Kitab Ül Hiyel', 'Efrasiyabın Hikayeleri' kitaplarında karşımıza çıkan, mistik kahraman. Romanlarının 3'ünde de bir yerde olaya girip kafa karıştıran, bişiler anlatan bilge kişi. Duyuları olmadan da dünyayı duyumsayabilen, gözlerine ihtiyacı olmaksızın gönlüyle görebilen, derviş tadında karakter.

suç ve ceza karakter analizi